Please use this identifier to cite or link to this item: http://hdl.handle.net/11452/13027
Full metadata record
DC FieldValueLanguage
dc.contributor.authorKılıç, Sinan-
dc.date.accessioned2020-09-30T10:05:19Z-
dc.date.available2020-09-30T10:05:19Z-
dc.date.issued2013-
dc.identifier.citationKılıç, S. (2013). "Deleuze-Guattari: Şizoanalitik ontoloji düzleminde oedipal bilinçdışının yersizyurtsuzlaştırılması". Kaygı. Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi, 21, 95-110.tr_TR
dc.identifier.issn2645-8950-
dc.identifier.urihttps://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/271129-
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11452/13027-
dc.description.abstract“Arzu nedir?”, “arzunun temelinde ne yatmaktadır?”, “arzunun oluşumunda biyolojik yapı mı yoksa sosyal yapı mı belirleyicidir?” “arzunun işlevi nedir?” vb. sorulara düşünce tarihi boyunca farklı anlamlarda pek çok yanıt verilmiştir. Bu yanıtlar analiz edildiğinde ise düşünce tarihinde arzuyu negatif ve pozitif düzlemde irdeleyen iki farklı düşünce geleneğinin yer aldığı görülür. Arzuyu pozitif düzlemde çözümleyen gelenek hazzı olumlayan Aristoppos ve Epikuros’dan başlayıp Spinoza, Nietzsche, Lyotard, Deleuze-Guattari çizgisiyle devam ederken; arzuyu olumsuzlayan gelenek Sokrates, Platon çizgisiyle başlayıp Descartes, Freud, Lacan çizgisiyle devam eder. Arzuyu olumsuzlayan gelenek arzuyu daha çok iştaha ile özdeş kıldığından, arzuyu yoksunluk olarak değerlendirir; arzuyu olumlayan gelenek ise onu libidinal enerji, varlığını sürdürme çabası, yaratım gücü olarak değerlendirdiğinden, arzuyu sevinç ve güç istenci anlamında olumlar. Deleuze-Guattari’ye göre arzuyu olumsuzlayan geleneğin bir ürünü olan psikanaliz arzuyu bilinçdışındaki yoksunluk olarak değerlendirdiğinden, psikanalitik çözümlemede bireyin bilinçdışında yoksun kaldığı şeyin kökenine doğru, geriye doğru bir iz sürülür. Buna karşın şizoanaliz bireyin bilinçdışının herhangi bir şeyden yoksun kaldığı ön kabulü yerine, bireyin bilinçdışındaki arzusunun, libidinal enerjisinin yeni bağlantılarla üretime, yaratıma geçişinin, akışının nasıl olanaklı olabileceği üzerine kurulur. Bu çalışmada ise aşkınlığa değil içkinliğe dayalı şizoanalitik ontolojiyle arzunun sürekli yersizyurtsuzlaştırılmış bağlantılarla şizoid geçişinin, akışının olanaklılık düzlemi çözümlenecektir.tr_TR
dc.description.abstractMany answers with different meanings were given during the history of thought to the questions of “What is desire?”, “What stands in the ground of desire?”, “Is it the biological structure or social structure which is determinant in the creation of desire?” “What is the function of desire?” etc. And when those answers are analyzed, one may find that there have been two distinct thought traditions which inspect desire on negative and positive plan in the history of thought. While the tradition which analyzes desire on positive plain begins with Aristoppos and Epicuros who affirm desire and continues with the line of Spinoza, Nietzsche, Lyotard, Deleuze-Guattari; the tradition which negates desire begins with the line of Socrates, Plato and continues with the line of Descartes, Freud, Lacan. The tradition which negates desire assesses desire as deprivation since it rather identifies desire with appetence and the tradition which affirms desire affirms desire as the willpower and joy since it assesses it as libidinal energy, the effort to survive, the power of creation. According to Deleuze-Guattari, since psychoanalysis which is a product of the tradition which negates desire assesses as the deprivation in the unconscious, in psychoanalytic analysis it is traced backwards toward the origin of the thing which the individual is deprived of in the unconscious. Nonetheless schizoanalysis is composed on the basis of how the transition and flow of the desire of the individual in the unconscious and the libidinal energy to production and creation through new connections becomes possible rather than the presupposition that the unconscious of the individual is deprived of anything. And in this study the possibility plain of the schizoid transition and flow of desire through deterritorialized connections based on immanence rather than transcendence shall be analyzed through schizoanalytic ontology.en_US
dc.language.isotrtr_TR
dc.publisherUludağ Üniversitesitr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.rightsAtıf 4.0 Uluslararasıtr_TR
dc.rights.urihttp://creativecommons.org/licenses/by/4.0/*
dc.subjectArzutr_TR
dc.subjectOedipusen_US
dc.subjectAnti-oedipusen_US
dc.subjectBilinçdışıtr_TR
dc.subjectŞizoanaliztr_TR
dc.subjectArzu makineleritr_TR
dc.subjectKöksaptr_TR
dc.subjectYersizyurtsuzlaştırmatr_TR
dc.subjectDesireen_US
dc.subjectUnconsciousen_US
dc.subjectSchizoanalysisen_US
dc.subjectDesire machinesen_US
dc.subjectRhizomeen_US
dc.subjectDeterritorializationen_US
dc.titleDeleuze-Guattari: Şizoanalitik ontoloji düzleminde oedipal bilinçdışının yersizyurtsuzlaştırılmasıtr_TR
dc.title.alternativeDeleuze-Guattari: Deterritorialization of oedipal unconscious on the plain of schizoanalytic ontologyen_US
dc.typeArticleen_US
dc.relation.publicationcategoryMakale - Uluslararası Hakemli Dergitr_TR
dc.identifier.startpage95tr_TR
dc.identifier.endpage110tr_TR
dc.identifier.issue21tr_TR
dc.relation.journalKaygı. Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisitr_TR
Appears in Collections:2013 Sayı 21

Files in This Item:
File Description SizeFormat 
2013_21_8.pdf386.71 kBAdobe PDFThumbnail
View/Open


This item is licensed under a Creative Commons License Creative Commons