Please use this identifier to cite or link to this item:
http://hdl.handle.net/11452/13162
Title: | Kierkegaard ve Heidegger’de ölümün eksistensiyal-ontolojik çözümlemesi |
Other Titles: | Kierkegaard and Heidegger’s existentialist-ontological analysis of death |
Authors: | Aydoğdu, Hüseyin |
Keywords: | Kierkegaard Heidegger Hayat Ölüm Varoluş Eksistensiyal-ontoloji Life Death Existence Existentialist-ontological |
Issue Date: | 2016 |
Publisher: | Uludağ Üniversitesi |
Citation: | Aydoğdu, H. (2016). "Kierkegaard ve Heidegger’de ölümün eksistensiyal-ontolojik çözümlemesi". Kaygı. Uludağ Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Felsefe Dergisi, 27, 127-150. |
Abstract: | Bu çalışmamızda hayat ve varlıkla iç içe olan ölüm fenomeninin bilim ve dinde olduğu kadar felsefede de temel bir problem olduğunu egzistansiyalist felsefenin iki farklı kanadını temsil eden Kierkegaard ve Heidegger felsefelerinden hareketle göstermeyi ve tartışmayı amaçladık. Felsefede ölümün idealist, realist, materyalist, fenomenalist ve düalist sorgulamaları olduğu kadar eksistensiyal sorgulaması da vardır. Hatta eksistensiyal sorgulamalar diğerlerinden daha dikkat çekici ve daha geniş yer tutmaktadır. Egzistansiyalist filozoflar “Ölüm nedir?” sorusuna farklı yanıtlar verseler de hepsi için insan her an ölmekte olan varlıktır. İnsan bu durumu hayatın bir gerçeği olarak görüp hangi durumda ve koşulda olursa olsun onu fark etmesi ve her kavramı ve sorunu ölümle birlikte düşünmesi gerekir. Kierkegaard, ölüm kavramı başta olmak üzere özgürlük, seçim, endişe, kaygı, korku, umutsuzluk, ironi, etik, estetik gibi birçok kavramı eksistensiyal eksende yorumlayan ilk filozoftur. Ona göre ölüm, önceden hissedilebilen ve hayatı değiştirebilen bir fenomendir. Ancak ölüm bir son değil hayata bir geçiştir. Heidegger’de de ölüm varlıkla iç içedir. Varlığın temelini açığa vuran ölümdür. Ölüm insan varlığının bütün olanakları içinde en gerçek olanıdır. İnsan doğumdan itibaren kaçınılmaz olarak ölüme doğru ilerleyen bir varlıktır. Bundan dolayı ölüm insan varlığının en belirgin özelliği olup Dasein’ın varoluşunun sonunu hazırlayan bir fenomendir. Kısaca Kierkegaard ve Heidegger’e göre ölüm insanın en kişisel olanağı olup bedensel fonksiyonların durması değil bir varoluşsal süreçtir, hayatın ve başkalarının varlığından haberdar olmaktır. Başka bir deyişle ölüm ne hayatın sona ermesidir, ne de yok oluştur, aksine ölüm bireysel varoluşun ve hayatın anlamının farkına varılıp anlamlandırıldığı eksistensiyal-ontolojik bir fenomendir. Varlık ve varoluş ancak hayat ve ölümle anlam ve değer kazanmaktadır. Böylelikle filozoflarımızın felsefelerinde ölüm, varlığı ve varoluşu açığa vuran temel fenomen olup hayatı tamamlayıcı bir yöndür. In this study we aimed to demonstrate and discuss that the phenomenon of death, intimate with life and being, is a fundamental problem in philosophy as well as in science and religion; we have handled this issue with reference of Kierkegaard and Heidegger's philosophies who are the representatives of two different wings of existentialist philosophy. There are idealistic, realistic, materialistic, phenomenalistic and dualist questioning of death in philosophy. Even the existentialist questionings are more remarkable and keep more space than others. Although the existentialist philosophers have different answers for the question “What is death?”; for all of them human being dies every moment of the life. People should see this as a fact of life, realize this no matter what the circumstances of the case and need to think about each concept and each problem through death. Kierkegaard is the first philosopher who has interpreted many concepts such as freedom, choice, worry, anxiety, fear, despair, irony, ethic, aesthetic, and in particular the concept of death in existentialist axis. According to him, death is a phenomenon that can be felt in advance and can change the life. But death is not the end; it is a passage to life. According to Heidegger the death intertwines with presence. The basis of the presence is revealed by death. Death is the real thing in person being's all opportunities. Human is a being that goes inevitably towards death from its birth. Because of this, death is the most prominent feature of human presence and a phenomenon preparing Dasein’s end of existence. Briefly death is the most personal opportunity of human and it is not a cessation of bodily functions but it is an existential process, and awareness of the existence of life, and others. In other words, death is neither the end of life, nor the disappearance; on the contrary, death is a phenomenon through which the meaning of life is realized and makes sense. Presence and existence only have meaning and value with life and death. Thus, death is the fundamental phenomenon in philosophers’ philosophies and it is an integral aspect of life. |
URI: | https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/269739 http://hdl.handle.net/11452/13162 |
ISSN: | 2645-8950 |
Appears in Collections: | 2016 Sayı 27 |
Files in This Item:
File | Description | Size | Format | |
---|---|---|---|---|
2016_27_9.pdf | 315.01 kB | Adobe PDF | View/Open |
This item is licensed under a Creative Commons License