Please use this identifier to cite or link to this item: http://hdl.handle.net/11452/13530
Full metadata record
DC FieldValueLanguage
dc.contributor.authorVancourt, Raymond-
dc.date.accessioned2020-10-23T11:32:47Z-
dc.date.available2020-10-23T11:32:47Z-
dc.date.issued1987-
dc.identifier.citationVancourt, R. (1987). "Hegel'e göre Tanrı'nın varlığıyla ilgili kanıtların anlamı". çev. Zeki Özcan. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 2(2), 233-241.tr_TR
dc.identifier.issn1301-3394-
dc.identifier.urihttps://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/144242-
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11452/13530-
dc.description.abstractİnsanın Tanrı'ya tabii yükselişi, tefekkür (reflexion) yardımıyla çözümlenmesi gereken, doğrudan bir veri gibidir. Ruhun, "Mutlak"a doğru kendiliğinden yüksel­mesi, bağlanabileceğimiz ve dinî yapıyı taşıyabilecek, üstün bir bilginin kurulmasına engel midir? Pietistler, bu doğrudan verilerle yetinmemizi isterler ve Tanrı'nın varlı­ğını kanıtlamaya çalışmayı, dinsizlik gibi görürler. Spener, öğrencilerine, akıl yürüt­ menin "susuz çölleri"nde yollarını şaşırmamalarını, "ateşli iman"a ve duygunun coşkunluğuna dayanmalarını tavsiye eder1 , felsefenin, Tann'nın varlığı konusunda, zayıf kanaatlar ortaya koyabildiğini hatırlatır. Hegel aynı fikirde değildir, iman ve duygu alanında, daha ileri gidebilmenin mümkün olduğu kanaatındadır. Ona göre, diğer doğrulamalardan kendimizi muaf tutsak bile, hiç olmazsa, bulduğumuz doğ­rudan veriye güvenme hakkına sahip olduğumuza güvenmemiz gerekir. Jacobi, doğrudan bilginin değerini ispatlamaktan, ulaştığı şeyi açıklamaktan kaçınabilir mi? Bu bilginin, değerine kendinin tanık olduğunu ileri sürenler buluna­ caktır. Fakat, yine de bunu ispat etmek gerekir; yoksa akıl tatmin olmayacaktır. Akıl, yerini duyguya bırakmaya çağrıldığında, bunun neden ve hangi şartlarda olduğunu bilmek ister. Sonuç olarak, her hipotezde, doğrudan dinî verilere basit dö­nüş yetmez. Jacobi ve Schleiermacher'in bunu yeterli görmelerinin nedeni, dinî tec­rübede, "Mutlak"la bir nevi esrarlı birleşmenin olduğunu kabul etmeleridir. Hegel, "Mutlak"la birleşmeyi, düşünme-öncesi (pre-reflexive), kendiliğinden zımnî bir dü­şünce gibi gördüğünden, Tanrı'nın varlığının kanıtlarının kapsamını ve anlamını ye­niden bulacak güçtedir.tr_TR
dc.language.isotrtr_TR
dc.publisherUludağ Üniversitesitr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.rightsAtıf 4.0 Uluslararasıtr_TR
dc.rights.urihttp://creativecommons.org/licenses/by/4.0/*
dc.subjectTanrıtr_TR
dc.subjectHegeltr_TR
dc.subjectMutlaktr_TR
dc.subjectDoğrudan bilgitr_TR
dc.titleHegel'e göre Tanrı'nın varlığıyla ilgili kanıtların anlamıtr_TR
dc.typeArticleen_US
dc.relation.publicationcategoryMakale - Uluslararası Hakemli Dergitr_TR
dc.contributor.departmentUludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi/Din Felsefesi ve Mantık Bölümü.tr_TR
dc.identifier.startpage233tr_TR
dc.identifier.endpage241tr_TR
dc.identifier.volume2tr_TR
dc.identifier.issue2tr_TR
dc.relation.journalUludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisitr_TR
dc.contributor.buuauthorÖzcan, Zeki-
Appears in Collections:1987 Cilt 2 Sayı 2

Files in This Item:
File Description SizeFormat 
2_2_24.pdf601.75 kBAdobe PDFThumbnail
View/Open


This item is licensed under a Creative Commons License Creative Commons