Kitab-ı Mukaddes ve Kur'an'a göre şeytan kavramı

Abstract

İnsanlar tarihsel süreç içerisinde Tanrı'dan başka, duyu organlarının kapsama alanı dışında kalan olağanüstü başka varlıklara da inanmışlardır. Çeşitli kültür ve toplulukların değişik adlarla andığı bu varlıklar bazen tanrılaştırılmış veya ikinci dereceden tanrısal varlıklar olarak tasavvur edilmiş bazen de insani nitelikler içinde düşünülmüştür. Hangi din ve kültürden olursa olsun bazı insanlar pozitif bilim adına deneysel incelemelerle varlığı ispat edilemeyen varlıkları kabul etmeme düşüncesinden hareketle cin ve şeytanların varlığını inkar etmişlerdir. Oysa bu kainat içinde bilimsel veriler ortaya konmayan veya insan aklıyla kavranamayan o kadar çok varlık mevcuttur ki bütün bu varlıkları yo saymak gerçekçi bir yaklaşım değildir. Kısaca bir şeyin var olduğunu gerektirmez. İşte araştırma konumuzu teşkil eden şeytan da bu kapsamda değerlendirilmesi gereken görüş alanımızın dışında kalan varlıktır. Varlığına ister inansın isterse inanmasın bütün insanların hem dünya hem de ahiretlerini yakından ilgilendiren "Şeytan" konusu üzerinde Kur'an'ın ve Kitabı Mukaddes'in bütünlüğünü göz önünde bulundurularak bu çalışmamızı gerçekleştirdik. Kitabı Mukaddes ve Kur'an'a göre şeytanın ne olduğunu ortaya koymaya çalıştık ki tarih boyunca hep aldanan insanın düştüğü hataları görüp ders çıkaralım. Bunu yaparken Kur'an ve Kitab-ı Mukaddes'i ana kaynak olarak kullandık. Bu araştırmadaki asıl hedefimiz Kur'an ve Kitabı Mukaddes'in ortaya koyduğu temel esaslar çerçevesinde şeytanın varlığını özelliklerini insanlarla olan ilişkilerini Allah'a karşı olan sorumluluklarını ortaya koymak ve insanlığın tarihi düşmanı olan şeytanın ana hatlarıyla tanınmasını sağlamaya çalışmak ve aynı zamanda ondan korunmanın ipuçlarını dile getirmektir. Çünkü düşmanı yenmenin temel şartı onu tanımaktır. Araştırmamızda da gördük ki bu sinsi ve dessas varlık gerçekten bizim düşmanımızdır ve bizi parçalamak için fırsat kollamaktadır. Şüphesiz ki bu çalışmanın sahasında her şeyi hallettiğini söylememiz mümkün değildir. Kanaatimize göre bundan sonra asıl yapılması gereken şeytan-insan ilişkisinin, klasik-modern psikoloji/psikiyatri ve ruh sağlığıyla ilgili ilimlerin ortaya koyduğu veriler açısından daha derinlemesine incelenmesidir. Hatta bu tür çalışmaların sadece bu konuda değil diğer bütün konularda da, özellikle sosyal bilimler alanındaki geniş insan tecrübesinden istifade edilerek yapılması bir zarurettir.