Covid -19 pandemisi sürecinde kronik böbrek yetmezliği tanısı ile hemodiyaliz tedavisi alan hastaların psikolojik dayanıklılık ve etkileyen faktörler açısından incelenmesi

Abstract

Bu çalışmanın amacı pandemi sürecinde hemodiyaliz tedavisi alan hastaların psikoljik dayanıklılık açısından incelenmesi ve etkileyen faktörlerin araştırılmasını, bu konuda hasta, hasta yakını ve bakım veren sağlık personelleri için alınabilecek önlemlerin saptanmasını kapsamaktadır. Çalışmamıza Bursa Uludağ Üniversitesi Nefroloji B. D. Hemodiyaliz Ünitesi’nde Kronik Böbrek Yetmezliği (KBY) tanısı ile hemodiyaliz (HD) tedavisi alan 18-65 yaş arası genel durumu stabil 50 HD hastası gönüllü olarak katılmıştır. Katılımcılara Yetişkinler İçin Psikolojik Dayanıklılık Ölçeği (YPDÖ), Hastane Anksiyete – Depresyon Ölçeği (HADÖ), Belirsizliğe Tahammülsüzlük Ölçeği-Kısa Formu (BTÖ-12), Stresle Başa Çıkma Tarzları Ölçeği (SBTÖ) uygulanmış, Diyaliz Hastaları Tarafından Doldurulan Veri Formu, Diyaliz Hastalarının Medikal Bilgilerine İlişkin Hekim Tarafından Doldurulan Veri Formu, COVID-19 Değerlendirme Formu, Sosyodemografik Veri Formu doldurulmuştur. Çalışmamızda, erkeklerin kadınlara nazaran stresle baş etmeye toleranslarının daha yüksek olduğu, hastaların HD’ye bağlı yan etki sayısı ve günlük sosyal medya kullanımı arttıkça belirsizliğe tahammülsüzlük eşiğinin düştüğü, çalışan bireylerin çalışmayan bireylere nazaran psikolojik dayanıklılıklarının yüksek, anksiyete ve depresyon puanlarının düşük olduğu, pandemi sürecini ise daha az riskli gördükleri sonucuna ulaşılmıştır. HD hastalarının ruhsal hastalıklar konusunda normal polüasyondaki bireylere nazaran daha çok risk taşımakta oldukları akılda tutulmalıdır. Hali hazırda ruhsal patolojilere karşı hassas olan bu bireyler için pandemi süreci ciddi bir stressör olarak kabul edilmelidir. HD hastaları imkanları dahilinde, uygun şartlarda çalışmaya teşvik edilmelidir. Bir işte çalışmak HD hastaları için sadece maddi gelir kapısı olarak görülmemelidir. Bizlerinde hastaların hayat akışını etkileyen konular üzerinde tek bir bakış açısında takılı kalmamamız, her iki taraf içinde olumlu sonuçlar doğuracağı düşünülmüştür.

The aim of this study is to examine the patients receiving hemodialysis treatment during the pandemic process in terms of psychological resilience and to investigate the factors affecting it, and to determine the precautions that can be taken for the patient, patient relatives and caregivers. Fifty hemodialysis (HD) patients with stable general condition, aged between 18-65 years, who received HD treatment with the diagnosis of Chronic Kidney Failure (CRF) in Bursa Uludağ University Nephrology Department Hemodialysis Unit voluntarily participated in our study. Resilience Scale for Adults (YPDÖ), Hospital Anxiety – Depression Scale (HADS), Intolerance of Uncertainty Scale-Short Form (BTS-12), Stress Coping Styles Scale (SBTS) were administered to the participants, Data Form filled by Dialysis Patients, Dialysis Patients Data Form for Medical Information Filled by the Physician, COVID-19 Evaluation Form, Sociodemographic Data Form were filled. In our study, men have a higher tolerance for coping with stress than women, the threshold of intolerance to uncertainty decreases as the number of side effects related to HD and daily social media use increases, working individuals have higher psychological resilience, anxiety and depression scores are lower than non-working individuals, and the pandemic process is more severe. It was concluded that they saw low risk. It should be kept in mind that HD patients have a higher risk of mental illnesses than individuals in the normal population. The pandemic process should be considered as a serious stressor for these individuals who are already sensitive to mental pathologies. HD patients should be encouraged to work under appropriate conditions within their means. Working in a job VI should not only be seen as a source of financial income for HD patients. It is thought that if we do not stick to a single point of view on the issues that affect the life course of the patients, it will have positive results for both parties.