Torasik cerrahi hastalarında akciğer kaynaklı fissür ve damar varyasyonlarının retrospektif analizi

Abstract

Çalışmamızın amacı vaka seri analiziyle akciğerlerin fissür ve damarsal varyasyonlarını ortaya çıkararak, birbirleriyle olan ilişkilerini ve primer akciğer kanseri üzerindeki olası etkilerini ortaya koymaktır. Bursa Uludağ Üniversitesi Göğüs Cerrahisi Ana Bilim Dalı tarafından, 2002-2020 yılları arası posterior-lateral torakotomi ile Anatomik Akciğer Rezeksiyonu ve Lenf Nodu Diseksiyonu uygulanmış toplam 209 vakanın sonuçları retrospektif olarak incelenmiştir. Vakaların anatomik yapıları fissür, ven, arter ve lenf nodu olmak üzere dört grupta sınıflandırılarak değerlendirildi. Damar ve fissürler bulunduğu akciğerin lobuna göre sınıflandırılarak sıklık ve korelasyon hesaplaması yapılmıştır. Vakalar içerisinden neoadjuvan tedavi almamış küçük hücre dışı akciğer kanseri (KHDAK) tanılı, evre I-IIIA olanlar seçilerek lenf nodu ve sağkalım analizleri yapılmıştır. Toplam 209 vakanın cinsiyet dağılım oranları %76,6 erkek ve %23,4 kadın olarak bulundu. Sağ rezeksiyon sayısı 128 ve sol rezeksiyon sayısı 81 olarak hesaplandı. Ortalama yaş sol akciğer grubunda 53,5 (19-79 yaş aralığı) yıl ve sağ akciğer grubunda 55,7 (17-80 yaş aralığı) yıl saptandı. Malign tümör tespit edilen toplam 159 (%76,1) vakanın 104’üne (%49,8) sağ, 55’ine (%26,3) ise sol torakotomi uygulandı. Arter, ven ve fissür varyasyonları tespit edilen toplam 114 vakanın 47’sine (%36,7) sağ ve 67’sine (%77) sol torakotomi uygulandı. Sol akciğerde majör fissürün 27 (%33,3) vakada komplet, 54 (%66,7) vakada inkomplet olduğu saptandı. Sağ akciğerde majör fissür 25 (%19,5) vakada komplet, 103 (%80,5) vakada inkomplet izlendi. Minör fissür ise 49 (%38,2) vakada komplet, 77 (%60,2) vakada inkomplet olarak tespit edildi, 2 (%1,6) vakada ise olmadığı görüldü. Pulmoner arter dal sayısı ile fissür değişkenliği arasında sağ superior segmental arter dışında istatiksel olarak korelasyon olmadığı saptandı (p>0,05). Hiler ve/veya mediastinal lenf nodunda tümör metastazlı vakalar (pN+) ayrıca incelendi. Özellikle sağ KHDAK vakalarında minör fissürün komplet olması pN+ için risk faktörü olduğu iii bulundu (p<0,05). Tüm olgularda fissür, arter, ven ve lenf nodlarının anatomileri tüm varyasyonlar göz önünde bulundurularak kaydedildi. Akciğerlerde standart damar dağılımı ve fissür oluşumları yoktur. En sık görülen varyasyonlar sağda arter ve fissür birlikteliğinden kaynaklı olurken solda yalnızca fissür kaynaklı olduğu saptandı. Fissür çeşidine bakılarak pulmoner arter dallanma tahmini yapmak istatistiksel olarak sağ superior segmental arterle sınırlı kaldı. Ayrıca fissür değişkenliğinin KHDAK evresini etkileyen bir parametre olabileceği yönünde bulgular saptandı.

The aim of our study is to reveal the fissure and vascular variations of the lungs with case series analysis, to reveal their relationship with each other and their possible effects on primary lung cancer. The results of a total of 209 cases who underwent posterior-lateral thoracotomy with Anatomical Lung Resection and Lymph Node Dissection between 2002-2020 by Bursa Uludağ University Thoracic Surgery Department were reviewed retrospectively. The anatomical structures of the cases were evaluated by classifying them in four groups as fissure, vein, artery and lymph node. The frequency and correlation calculations were made by classifying the vessels and fissures according to the lobe of the lung. Lymph node and survival analyzes were performed by selecting patients with stage I-IIIA diagnosis of non-small cell lung cancer (NSCLC) who did not receive neoadjuvant therapy. Gender distribution rates of total 209 cases were found as 76.6% male and 23.4% female. The number of right resections was 128 and the number of left resection was 81. The mean age was 53.5 years (range 19-79 years) in the left lung group and 55.7 years (range 17-80 years) in the right lung group. Out of 159 (76.1%) cases with malignant tumor, 104 (49.8%) right and 55 (26.3%) left thoracotomy were performed. Right thoracotomy was performed in 47 (36.7%) and left thoracotomy in 67 (77%) of 114 cases with arterial, vein and fissure variations. The major fissure in the left lung was found to be complete in 27 (33.3%) cases and incomplete in 54 (66.7%) cases. Major fissure in the right lung was complete in 25 (19.5%) cases and incomplete in 103 (80.5%) cases. Minor fissures were found to be complete in 49 (38.2%) v cases, incomplete in 77 (60.2%) cases, and absent in 2 (1.6%) cases. It was found that there was no statistical correlation between the number of pulmonary artery branches and fissure variability, except for the right superior segmental artery (p>0.05). Cases with tumor metastases in the hilar and/or mediastinal lymph node (pN+) were also examined. Especially in right NSCLC cases, complete minor fissure was found to be a risk factor for pN+ (p<0.05). Anatomy of fissures, arteries, veins and lymph nodes in all cases was recorded considering all variations. There is no standard vascular distribution and fissure formations in the lungs. While the most common variations were due to the combination of artery and fissure on the right, it was found to be caused only by fissure on the left. The estimation of pulmonary artery branching by looking at the fissure type was statistically limited to the right superior segmental artery. In addition, findings were found that fissure variability might be a parameter affecting NSCLC stage.