Please use this identifier to cite or link to this item: http://hdl.handle.net/11452/28659
Title: Malign meme kitlelerinde 3.0 tesla MRG’de difüzyon ağırlıklı görüntüleme bulguları ile moleküler biyobelirteçler arasındaki ilişkinin retrospektif olarak değerlendirilmesi
Other Titles: Retrospective evaluation of the relationship between diffusion-weighed imaging finds and molecular biomarkers on 3.0 tesla MRI in malignant breast masses
Authors: Gökalp, Gökhan
Özdemir, Mehmet Ali
Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Radyoloji Anabilim Dalı.
Keywords: ADC
Difüzyon ağırlıklı görüntüleme
Meme kanseri
MRG
Prognostik faktör
Diffusion-weighted imaging
Breast cancer
MRI
Prognostic factor
Issue Date: 2020
Publisher: Bursa Uludağ Üniversitesi
Citation: Özdemir, M. A. (2020). Malign meme kitlelerinde 3.0 tesla MRG’de difüzyon ağırlıklı görüntüleme bulguları ile moleküler biyobelirteçler arasındaki ilişkinin retrospektif olarak değerlendirilmesi. Yayınlanmamış tıpta uzmanlık tezi. Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi.
Abstract: Çalışmamızın amacı meme kanserinde 3.0 Tesla manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ile elde edilen diffüzyon ağırlıklı görüntülemede (DAG) görünen difüzyon katsayısı (ADC-apperent diffusion coefficent) değerinin tanıya katkısını ve prognostik faktörler ile ADC arasındaki ilişkiyi değerlendirilmekti. Mayıs 2018 - Ocak 2020 tarihleri arasında departmanımızda dinamik meme MRG ve DAG uygulanan ve operasyon sonrası patolojisi invaziv meme karsinomu ile uyumlu 62 hasta çalışmaya alındı. Hastaların DAG bulgularından minimum ADC, ortalama ADC ve lezyon/normal meme ortalama ADC oranı; kitlelerin klasik histopatolojik özellikleri ve moleküler prognostik biyobelirteçleri açısından değerlendirildi. Ayrıca diğer dinamik meme MRG bulguları ile histopatolojik bulgular karşılaştırıldı. Minimum ADC ve lezyon/normal meme ortalama ADC oranı ile grade arasında negatif, ortalama ADC ile boyut arasında pozitif korelasyon saptandı (p< 0.05). ADC değerleri ile moleküler biyobelirteçler (ER/PR durumu, Her2Neu ve Ki-67 gibi histopatolojik prognostik faktörler) ve tümörlerin moleküler alt tipleri başta olmak üzere diğer histopatolojik özellikler arasında ise anlamlı ilişki saptanmadı (p> 0.05). Multifokalite, multisentrisite ve kitlesiz boyanma durumu ile yüksek ADC değerleri arasında anlamlı ilişki izlendi (p< 0.05). Alıcı çalışma karakteristikleri (ROC-receiver operating characteristic) eğrisi analizinde; ≤ 1.03 10-3 mm2/saniye ortalama ADC eşik değerinin malign lezyonları normal meme dokusunda saptamada yüksek sensitivite, spesifite ve eğri altındaki alan (AUC-area under the ROC curve) değerine sahip olduğu saptandı. Her-2 Zengin moleküler alt tipe sahip, aksiller lenf nodu (LN) tutulumunun eşlik ettiği, ER/PR negatif ve Her2Neu pozitif tümörlerin daha büyük boyuta sahip olduğu izlendi. Ayrıca Her2Neu pozitif tümörlerde daha yüksek oranda multifokal ve kitlesiz boyanma özellikleri saptandı. Multifokal, iii multisentrik ya da kitlesiz boyanmaya sahip tümörlerde yaygın in situ komponent; multifokal tümörlerde aksiller LN tutulumu daha sık izlendi. Tip 1 boyanma gösteren kitlelerin tamamında hafif düzeyde peritümoral lenfositik infiltrasyon saptandı. Sonuç olarak DAG bulguları ve ADC değerlerinin meme kanseri prognozunu saptamada rol alabileceği düşünülmektedir.
The aim of our study was to evaluate the contribution of diffusion-weighted imaging (DWI) and apperent diffusion coefficent (ADC) values obtained by 3.0 Tesla magnetic resonance imaging (MRI) to the diagnosis and the relationship between prognostic factors and ADC in breast cancer. Between May 2018 and January 2020, 62 patients who underwent dynamic breast MRI and DWI in our department and whose post-op pathology is compatible with invasive breast carcinoma were enrolled in the study. Minimum ADC, mean ADC and lesion/normal breast mean ADC ratio from the DWI findings of the patients were evaluated in terms of classical histopathological characteristics and molecular prognostic biomarkers of the masses. In addition, dynamic breast MRI findings were compared with DWI and histopathology findings. A positive correlation between mean ADC and size, also a negative correlation between minimum ADC, lesion/normal breast mean ADC ratio with grade was found. There was no significant correlation between ADC values and molecular biomarkers (histopathological prognostic factors such as ER/PR status, Her2neu and Ki-67), other histopathological features, especially molecular subtypes of tumors. A significant correlation was observed between multifocality, multicentricity and nonmass enhancement status with high ADC values. In receiver operating characteristics (ROC) curve analysis; it was found that the mean ADC threshold value of ≤ 1.03 10-3 mm2/s had a high sensitivity, v specificity and area under curve (AUC) value when detecting malignant lesions in normal breast tissue. It was observed that HER-2 enriched molecular subtype, accompanied by axillary lymph node (LN) involvement, ER/PR negative and Her2neu positive tumors had a larger size. In addition, higher rates of multifocal and nonmass enhancement were found in Her2Neu positive tumors. Extensive in situ component in tumors with multifocal, multicentric or nonmass enhancement; axillary LN involvement was more common in multifocal tumors. Mild peritumoral lymphocytic infiltration was detected in all masses with type 1 enhancement. In conclusion, it is believed that DWI findings and ADC values may perform a role in determining the prognosis of breast cancer.
URI: http://hdl.handle.net/11452/28659
Appears in Collections:Tıpta Uzmanlık / Specialization in Medicine

Files in This Item:
File Description SizeFormat 
Mehmet Ali _Özdemir.pdf1.84 MBAdobe PDFThumbnail
View/Open


This item is licensed under a Creative Commons License Creative Commons