Please use this identifier to cite or link to this item: http://hdl.handle.net/11452/30534
Title: Çocuklarda 1.5 T MRG ile kemik iliği yağ fraksiyonunun belirlenmesi ve yağ fraksiyonunun kemik iliği malignitelerinin ayırt edilmesindeki yeri: Retrospektif bir çalışma
Other Titles: Determination of bone marrow fat fraction with 1.5 T MRI and the role of fat fraction in discrimination of bone marrow malignities in children: A retrospective study
Authors: Yazıcı, Zeynep
Tonkaz, Duygu Erkal
Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Radyoloji Anabilim Dalı.
Keywords: Kemik iliği
Manyetik rezonanas görüntüleme
Yağ fraksiyonu
Bone marrow
Magnetic resonance imaging
Fat fraction
Issue Date: 2022
Publisher: Bursa Uludağ Üniversitesi
Citation: Tonkaz, D. E. (2022). Çocuklarda 1.5 T MRG ile kemik iliği yağ fraksiyonunun belirlenmesi ve yağ fraksiyonunun kemik iliği malignitelerinin ayırt edilmesindeki yeri: Retrospektif bir çalışma. Yayınlanmamış tıpta uzmanlık tezi. Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi.
Abstract: Kemik iliğini noninvaziv değerlendirmede en değerli yöntemlerden biri MRG'dir. Konvansiyonel sekanslar, kalitatif değerlendirmeye olanak sağlasa da özellikle pediatrik hasta popülasyonunda kalitatif değerlendirme, kırmızı kemik iliğinin yaşa göre değişkenliği nedeniyle hayli zor olabilmektedir. MRG - FF ve Dixon yöntemi gibi yeni geliştirilmiş MRG sekansları kemik iliğinin yapısı hakkında kantitatif veriler sunarak kemik iliğini daha doğru değerlendirmeye olanak sağlayabilir. Çalışmamızda pediatrik popülasyonda diffüz kemik iliği infiltrasyonu varlığında konvansiyonel sekans, Dixon yöntemi ve MRG-FF'den elde edilen verilerin tanıya katkısını belirlemek amaçlandı. Bunun için lomber ve pelvik görüntüleme yapılmış 79 çocuk hasta, retrospektif olarak değerlendirildi. Bu hastalar kemik iliği bulgularına göre üç gruba ayrıldı. Birinci gruba, kemik iliği malign infiltrasyonu patolojik olarak kanıtlanmış olan 10 hasta, ikinci gruba, MRG tetkikinde kemik iliği anormalliği olmayan 32 hasta, üçüncü gruba ise, kemik iliğinde benign patolojileri olan 6 hasta dahil edildi. Ayrıca kemik iliği patolojisi olmayan 63 hasta yaşlarına göre dört gruba ayrıldı. L4 ve L5 vertebra korpuslarına, bilateral iliak kanatlara ve bilateral femur proksimal metafizlerine T1A, zıt faz/aynı faz ve MRG-FF görüntülerde ROI yerleştirilip ölçüm yapıldı. Malign, benign ve kontrol grubundaki hastalardan yapılan ölçümler (T1 Sİ, SİO ve FF) karşılaştırıldı. Altı bölgeden elde edilmiş T1 Sİ değerleri incelendiğinde; malign ile normal grup arasında, iliak kanatlar hariç, diğer dört lokalizasyonda anlamlı fark bulundu. Benign ile normal grup arasında da, vertebralar hariç, diğer dört lokalizasyonda anlamlı fark bulundu. Hiçbir lokalizasyonda malign grup ile benign grup arasında anlamlı fark saptanmadı. SİO'na bakıldığında, malign ile normal grup arasında tüm bölgelerde anlamlı fark bulundu. Malign ile benign grup karşılaştırıldığında, sadece her iki femur proksimal kesiminden yapılan ölçümlerde anlamlı fark saptandı. Benign ile normal grup arasında ise femur bölgeleri hariç diğer lokalizasyonlarda anlamlı fark bulundu. FF değerlerine bakıldığında hem malign hem de benign grupların normal grup ile arasında, tüm bölgelerde anlamlı fark bulundu. Malign grup ile benign grup arasında anlamlı bir fark saptanmadı. Kemik iliği malign infiltrasyonunda her bir bölge için bulunan sınır değerler FF için 8,00-14,00, SİO için 0,76-0,87 arasında değişmekteydi. T1 Sİ için ise her iki iliak kanattan yapılan ölçümlerde anlamlı bir sınır değer belirlenemedi. L4-L5 vertebra ve her iki femur için bulunan sınır değerler ise 88,00-159,00 arasında değişmekteydi. Yaş ile FF değeri değişimini incelemek için, 4 gruptaki hastaların görüntüleri incelendiğinde, hiçbir bölgenin FF değerleri arasında anlamlı farklılık bulunmadı. Sonuç olarak, kemik iliğini diffüz olarak etkileyen benign ve malign patolojilerin normal kemik iliğinden ayırt edilmesinde MRG-FF duyarlılığı ve özgüllüğü yüksek bir yöntem olarak değerlendirilebilir; fakat, malign tutulumun kemik iliği rekonversiyonunundan ayırt edilmesinde faydalı bulunmamıştır. SİO, çalışmamızda değerlendirilen diğer iki parametreden farklı olarak, sadece proksimal femur metafizlerinde olsa bile, malign tutulum ile kemik iliği rekonversiyonunun ayırt edilmesinde etkili bulunmuştur. Ayrıca, malign ve benign patolojilerin ayırt edilmesinde de faydalıdır. Diffüz kemik iliği anormallikleri genellikle ilk olarak T1A imajlarda farkedilmektedir; ancak bu sekansın duyarlılığı ve özgüllüğü diğer tekniklere kıyasla düşüktür. Bu nedenle MRG-FF veya SİO ile kantitatif değerlendirme daha faydalı yöntemler olabilir.
One of the most valuable methods for noninvasive evaluation of bone marrow is MRI. Although conventional sequences allow for qualitative evaluation, qualitative evaluation can be quite difficult, especially in the pediatric patient population, due to the variability of red bone marrow with age. Newly developed MRI sequences such as MRI - FF and Dixon method can provide quantitative data about the structure of the bone marrow, allowing for more accurate evaluation of the bone marrow. In our study, it was aimed to determine the contribution of the data obtained from conventional sequence, Dixon method and MRI-FF to the diagnosis in the presence of diffuse bone marrow infiltration in the pediatric population. 79 pediatric patients who underwent lumbar and pelvic imaging were evaluated retrospectively. These patients were divided into 3 groups according to their bone marrow findings. The first group included 10 patients with pathologically proven malignant infiltration of the bone marrow, the second group included 32 patients without bone marrow abnormalities on MRI, and the third group included 6 patients with benign pathologies in the bone marrow. In addition, 63 patients without bone marrow pathology were divided into 4 groups according to their age. ROI was placed in L4 and L5 vertebrae, bilateral iliac wings and bilateral proximal metaphyses of the femur in T1W, out of phase/in phase and MRI-FF images and measurements were made. Measurements (T1 SI, SIO and FF) from patients in the malignant, benign and control groups were compared. When the T1 SI values obtained from six regions are examined; there was a significant difference between the malignant and normal groups in the other four localizations, excluding the iliac wings. There was a significant difference between the benign and normal groups in the other four localizations, excluding the vertebrae. There was no significant difference between the malignant group and the benign group in any localization. When the SIO was examined, a significant difference was found between the malignant and normal groups in all regions. When the malignant and benign groups were compared, a significant difference was found only in the proximal parts of the femur. A significant difference was found between the benign and normal groups in other localizations, except for the femoral regions. When the FF values were examined, a significant difference was found between the malignant and benign groups and the normal group in all regions. There was no significant difference between the malignant group and the benign group. The cut-off values found for each site in malignant infiltration of the bone marrow ranged from 8.00-14.00 for FF and 0.76-0.87 for SIO. For T1 SI, a significant cut-off value could not be determined in the measurements made from both iliac wings. The cut-off values for L4-L5 vertebrae and both femurs varied between 88.00-159.00. When the images of the patients in four groups were examined to determine the change in FF value with age, no significant difference was found between the FF values of any region. In conclusion, MRI-FF can be considered as a method with high sensitivity and specificity in differentiating benign and malignant pathologies that affect the bone marrow diffusely from normal bone marrow; however, it was not found to be useful in differentiating malignant involvement from bone marrow reconversion. Unlike the other two parameters evaluated in our study, SIO was found to be effective in differentiating malignant involvement from bone marrow reconversion even if only in the proximal femoral metaphyses. It is also useful in differentiating malignant and benign pathologies. Diffuse bone marrow abnormalities are usually first noticed on T1W images; however, the sensitivity and specificity of this sequence is low compared to other techniques. For this reason, quantitative evaluation with MRI-FF or SIO may be more useful methods.
URI: http://hdl.handle.net/11452/30534
Appears in Collections:Tıpta Uzmanlık / Specialization in Medicine

Files in This Item:
File Description SizeFormat 
Duygu_Erkal_Tonkaz.pdf1.15 MBAdobe PDFThumbnail
View/Open


This item is licensed under a Creative Commons License Creative Commons