Please use this identifier to cite or link to this item:
http://hdl.handle.net/11452/32249
Full metadata record
DC Field | Value | Language |
---|---|---|
dc.contributor.advisor | Edizdoğan, Nihat | - |
dc.contributor.author | Leba, Reyhan | - |
dc.date.accessioned | 2023-04-07T08:11:52Z | - |
dc.date.available | 2023-04-07T08:11:52Z | - |
dc.date.issued | 1998 | - |
dc.identifier.citation | Leba, R. (1998). Sosyal devlet, istihdam ve gelir vergisi (Türkiye örneği). Yayınlanmamış doktora tezi. Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. | tr_TR |
dc.identifier.uri | http://hdl.handle.net/11452/32249 | - |
dc.description.abstract | Temel bir kurum olarak devlet, toplumdan bağımsız ya da toplumdan soyutlanmış bir kavram değildir. Tam tersine, toplumdan büyük ölçüde etkilenen ve onun iç yapısı ile yakından ilişkili bir kavramdır. En kısa tanımıyla devlet, bir toplumu oluşturan çeşitli toplumsal ve ekonomik güçlerin arasındaki çıkar dengesinin ya da dengesizliğinin, o toplumun temel organizasyonunda biçimlenmesidir. Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi, bir devleti oluşturan bütün kurum ve mekanizmalar, o devletin egemen olduğu toplumdaki sosyal ve ekonomik güçlerin karşılıklı etkileşimleriyle biçimlenir. Gerçekten de, Batı Avrupa'ya baktığımızda, devlet biçimindeki değişmelerin, toplumdaki değişmelere paralel olarak ortaya çıktığını görmekteyiz. Önceleri var olan derebeylik sisteminin zayıflaması ve ortadan kalkmasıyla birlikte, "polis devleti"' denilen imparatorluklar ortaya çıkmıştır. Ticaret ve sanayinin gelişmesiyle birlikte, polis devleti de "hukuk devletine" dönüşmüştür. Gelişen sermaye sınıfı, serbest ticaret ve sanayi etkinlikleri için gerekli olan hukuksal önlemleri, anayasacılık faaliyetleri sonucunda gerçekleştirmiş ve böylelikle mutlak hükümdarın yetkilerini anayasalar ve meşruti meclisler yoluyla kısıtlayabilmiştir. Hukuk devleti kavramı, bir süre sonra, kuşkusuz demokrasi kavramıyla birlikte anılmaya başlamıştır. Batı Avrupa ülkelerinde, hukuk devleti de, bu toplumlarda gelişen ve yönetime ağırlıklarını koyan çeşitli sınıf ve grupların etkileriyle “sosyal devlete” dönüşmüştür. Bu ülkelerde, endüstri devriminden sonra bağımsız bir işçi sınıfının ortaya çıkışı, genel oy ve sendikal kazanımlar gibi haklar elde etmeleri; kısacası, çalışanların toplumsal, siyasal ve ekonomik yönlerden önemli birer güç haline gelmeleri, devletin yapısında ve niteliğinde de önemli dönüşümlere yol açmıştır. Kendisini sosyal dengeleri sağlamakla, sosyal politika uygulamakla yükümlü sayan bu yeni devlet türünün adı, "sosyal devlet", “refah devleti” ya da “sosyal refah devleti”'dir. Devleti niteleyen tüm bu kavramlar, devletin bir sınıf ya da bir grup adına değil, toplumdaki özellikle devlet yardımına muhtaç kesimlerin yararına, halkın refahı için denetim yapmakla yükümlü bulunan bir devlet anlayışını ifade etmektedir. Toplumdaki sosyo-ekonomik güçlerin karşılıklı etkileşimleriyle, toplumun temel organizasyonunun yani devletin biçimlenme sürecinde bütün kurum ve mekanizmalar da yeni oluşumlara uğramaktadır. Örneğin polis devletinin temel kurumlarıyla, hukuk devletinin ya da sosyal devletin temel kurumları birbirinden farklılaşmaktadır. Bu bakımdan, devleti oluşturan temel bir kurum olarak kamu maliyesine ilişkin görüş ve yaklaşımlarda da devletin niteliğindeki değişmelere paralel değişmelerin olması beklenen bir durumdur. Çünkü sosyal devletin kamu maliyesi, milli gelir dağılımını, üretim araçlarını ve sermayeyi elinde bulunduran sınıfı ve grupların dışında kalan gruplar lehine etkilemek gibi temel bir görevi üstlenen, sosyal dengeyi kurma ve sosyal adaleti gerçekleştirmekle yükümlü bulunan bir devlet türünün maliyesi olmak durumundadır. Aynı şekilde, sosyal devletin ekonomi politikaları da, sosyal devletin gerekleriyle uyumlu ve onun amaçlarına ulaşmasında bir araç olmak durumundadır. Bütün bu koşullar, sosyal devletin ekonomik ya da mali tabanının ne olması gerektiği tartışmalarını gündeme getirmektedir. Bir başka deyişle, sosyal devlet sistemini benimseyen toplumlarda, yürürlükteki ekonomi ve uygulanan maliye politikalarının sosyal devletin tabanını oluşturup oluşturmadığı tartışmaları -giderek- yoğunluk kazanmaktadır. Sosyal devletin gerçek yaşama geçebilmesi ve halkın refahı yararına denetim yapabilmesi için, bunların sadece anayasa ve yasalarda yer alması yeterli olmayıp, sosyal devletin ekonomik ve mali tabanını dokulayan tüm kurum ve mekanizmaların da, sosyal devletin tabanını oluşturacak bir yapı ve niteliğe kavuşturulması kaçınılmazdır. İşte bu çalışmanın amacı, Türkiye'de uygulanan gelir vergisi sisteminin Anayasada öngörülen sosyal devletin gereklerini ne ölçüde karşılayabildiğini ya da bu gerekleri sağlamada ne ölçüde etkinlik gösteren bir araç olduğunu saptamaktır. Bu çalışmamızda, Türk Gelir Vergisi sisteminin sosyal devletin mali tabanını oluşturmadaki etkinliği değerlendirilirken, bu değerlendirme bir ara değişken vasıtasıyla yapılmaktadır. Bu ara değişken sosyal devletin sosyal olma niteliğini belirleyen en önemli faktörlerden birisi olan istihdam sağlama yükümlülüğüdür. Gerçekten de, eskiden olduğu gibi günümüzde de çalışma hakkı, yaşama hakkının bir uzantısı gibi görülmekte ve toplumda yaşayan herkese istihdam sağlama yükümlülüğü sosyal devlet sisteminin en başta gelen görevi sayılmaktadır. Ekonomideki tüm kaynakların özellikle de insangücünün tam çalıştırılmasının sağlanmasına yönelik politikalar, ekonomik ve sosyal refahın ön koşulunu ve güvencesini oluşturmaktadır. İşte bu çalışmamızda da, Türkiye'de izlenen gelir vergisi politikasının sosyal devlet anlayışının gerektirdiği işsizlikle mücadelede ne ölçüde etkili ve başarılı olduğu değerlendirilmektedir. Başka bir anlatımla sosyal devletin işsizlikle mücadele hedefine ulaşmasında gelir vergisi politikasının etkinliği irdelenmektedir. Yani, sadece tanı istihdamı gerçekleştirme değişkeni açısından, Türk Gelir Vergisi sisteminin, sosyal devletin mali tabanını oluşturup oluşturmadığı sorgulanmaktadır. Üç ana bölümden ibaret araştırmamızın birinci bölümünde, çalışmanın teorik çerçevesi çizilmekte ve sosyal devlet-maliye politikası ilişkileri incelenmektedir. Yani, sosyal devletin mali tabanını (alt yapısını) oluşturacak vergi sisteminin özellikleri vurgulanmakta; ayrıca, sosyal devlet sisteminde, korumanın mali araçlarına değinilmektedir. Keza bu bölümde, Türkiye'de hedeflenen sosyal devlet sisteminin niteliği saptanmakta ve sosyal devletin gerektirdiği maliye politikasının temel ilkelerinin neler olması gerektiği ve sosyal devletin vergisel tabanı saptanmaya çalışılmaktadır. Birinci bölümde ayrıca, devletin küçültülmesi ve mali anayasa oluşturulması konusundaki tartışmalara, kısmen de olsa, yer verilmektedir. Çalışmamızın ikinci bölümünde ise; sosyal devletin vergisel tabanını değerlendirmede bir ara değişken olarak aldığımız ve etkilerini saptamaya çalıştığımız istihdam sağlama (işsizlikle mücadele) konusunun çeşitli boyutları incelenmektedir. Bu bölümde, işsizliğin tanımı, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde işsizlik türleri, işsizliği önlemede sosyal devlete düşen yükümlülükler ve alınması gereken önlemler test edilmekte; Türkiye'deki işsizliğin niteliği, kentleşmeyle bağlantıları ve boyutları irdelenmektedir. Çalışmamızın üçüncü ve son bölümündeyse: Türk Gelir Vergisi sisteminin, Anayasamızda yer alan sosyal devlet sisteminin gereklerine istihdam sağlama değişkeni açısından ne ölçüde uyduğu, çeşitli yörelerden değerlendirmeye alınmaktadır. Kuşkusuz bu değerlendirmeler yapılırken, son gelişmeleri sergilemeye özen gösterilmiş ve bu bakımdan 1990 ve izleyen yılları kapsayan en son istatistiki veriler kullanılmıştır. Değerlendirmemizde genellikle 1996 yılı rakamlarının en son yıl olarak alınması mevcut kesinleşmiş rakamların bu yıla ait olmasından kaynaklanmaktadır. 1990 sonrasının. Türkiye'de finans kesimi ve onun uzantısı rantçı kesimin aşırı ölçüde desteklendiği, reel kesimin ihmal edildiği, işsizliği önlemeye yönelik üretken yatırımların düştüğü ve sosyal devleti niteleyecek uygulamalardan süratle uzaklaşıldığı bir dönemi içermesi, değerlendirmelerimizi bu döneme ilişkin istatistiksel verilere dayandırmamızda rol oynamıştır. Sonuç bölümünde, çalışmamızın bu aşamasına kadar sağlanmış bulguların genel bir değerlendirilmesi yapılmakta, ulaşılan sonuçlara göre birtakım öneriler getirilmektedir. | tr_TR |
dc.format.extent | VIII, 158 sayfa | tr_TR |
dc.language.iso | tr | tr_TR |
dc.publisher | Uludağ Üniversitesi | tr_TR |
dc.rights | info:eu-repo/semantics/openAccess | en_US |
dc.rights | Atıf 4.0 Uluslararası | tr_TR |
dc.rights.uri | http://creativecommons.org/licenses/by/4.0/ | * |
dc.subject | Sosyal devlet | tr_TR |
dc.subject | Türkiye | tr_TR |
dc.subject | Gelir vergisi | tr_TR |
dc.subject | İstihdam | tr_TR |
dc.title | Sosyal devlet, istihdam ve gelir vergisi (Türkiye örneği) | tr_TR |
dc.type | doctoralThesis | en_US |
dc.relation.publicationcategory | Tez | tr_TR |
dc.contributor.department | Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Maliye Anabilim Dalı/Mali İktisat Bilim Dalı. | tr_TR |
Appears in Collections: | Sosyal Bilimler Doktora Tezleri / PhD Dissertations |
Files in This Item:
File | Description | Size | Format | |
---|---|---|---|---|
SOD_00411.pdf Until 2099-12-31 | 4.42 MB | Adobe PDF | View/Open Request a copy |
This item is licensed under a Creative Commons License