Please use this identifier to cite or link to this item: http://hdl.handle.net/11452/32706
Title: Hormon replasman tedavisinin lipid profili ve NON-HDL fraksiyonunun oksidasyona duyarlılığı üzerine etkileri
Authors: Sarandöl, Emre
Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Biyokimya Anabilim Dalı.
Keywords: Hormon replasman tedavisi
NON-HDL fraksiyonu
Oksidasyona duyarlılığı
Issue Date: 1997
Publisher: Uludağ Üniversitesi
Citation: Sarandöl, E. (1997). Hormon replasman tedavisinin lipid profili ve NON-HDL fraksiyonunun oksidasyona duyarlılığı üzerine etkileri. Yayınlanmamış tıpta uzmanlık tezi. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi.
Abstract: Bu çalışmada menopoz ile beraber lipid profili ve non-HDL fraksiyonunun oksidasyona duyarlılığında görülen değişiklikler ve HRT' nin bunlar üzerindeki etkilerininin incelenmesi amaçlandı. Doğurgan çağda (n:30), menopozda (n:33) ve HRT alan (n:33) toplam 96 olgu çalışmamıza katıldı. Lipid profilinin incelemesi amacıyla, trigliserit, total kolesterol, HDL- kolesterol, VLDL-kolesterol, apo A1, apo B ve Lp(a) düzeyleri ölçüldü; LDL- kolesterol, total kolesterol/HDL-K, LDL-K/HDL, apo A1/apo B oranları belirlendi. Doğurgan çağ grubunda, trigliserit, total kolesterol, VLDL-kolesterol, LDL-kolesterol düzeylerinin ve total kolesterol/HDL-kolesterol oranının diğer iki gruptan istatistiksel açıdan anlamlı derecede daha düşük olduğu saptandı. HDL-kolesterol, apo A1 düzeyleri ve apo A1/apo B oranı ise gene doğurgan çağda daha düşük olmak üzere HRT grubundan anlamlı derecede farklıydı. Lp(a) düzeyinin ise doğurgan çağ grubunda HRT-grubundan anlamlı derecede yüksek olduğu gözlendi. Menopoz ve HRT grupları arasında lipid profilleri arasında ise anlamlı bir fark saptanamadı. Menopozla beraber lipid profilinde atheroskleroz riski açısından olumsuz değişiklikler görülmekte, HRT ile bunlar düzeltilerek KVH' dan korunma sağlanmaktadır. Yapılan çalışmalarda lipid profilinde görülen olumlu değişiklliklerin, HRT' nin KVH' dan koruyucu etkisinin ancak % 30-40 kadarından sorumlu olabileceği; HRT' nin başka yollarla da atheroskleroz üzerinde etkili olduğu görüşüne varılmıştır. Karbonhidrat metabolizması bozuklukları ve atheoskleroz gelişimi arasında da yakın ilşki söz konusudur. Menopozla beraber, sıklıkla glukoz intoleransı ve insülin rezistansı görülmektedir. Östrojen ve progesteron insülin sekresyonunu arttırırlar, östrojen insülin rezistansını azaltır. Menopoz grubunda insülin düzeylerinin yüksek olmasına karşın, glukoz düzeylerinin diğer iki gruptan anlamlı derecede yüksek olması, yukarıdaki bilgilerle uyumludur. Çalışmada atherosklerozun iyi bir göstergesi olan, non-HDL fraksiyonunun oksidasyona duyarlılığı incelendi. Bunun için zamana karşı MDA konsantrasyonlarından elde edilen eğriden duyarlılığın göstergesi olan "lag time (gecikme zamanı)" dakika olarak belirlendi. Bu süre ne kadar uzunsa non-HDL fraksiyonu oksidasyona, kişi de atheroskleroz gelişimine o kadar dirençlidir. Fakat beklenenin aksine bu çalışmada "lag time" menopoz grubunda diğer iki gruptan da anlamlı derecede uzun bulundu. Diğer tüm zamanlarda (30. dakikada doğurgan çağ- menopoz grupları arasındaki fark dışında) gruplar arasında anlamlı bir fark saptanmadı. Plazma MDA düzeyleri ise olasılıkla yaşa bağlı olarak doğurgan çağ grubunda diğer gruplardan anlamlı derecede düşük bulundu. Antioksidanlar lipoproteinleri oksidasyondan koruyarak atheroskleroz gelişimini önlerler. Antioksidan etkileri olan moleküllerden E vitamini, p-karoten, albümin.bilirubin, ürik asit, transferrin, glukoz düzeyleri ölçüldü. E vitamini vücutta ve lipoproteinlerde bulunan başlıca antioksidandır. E vitamini, ürik asit ve glukoz düzeylerinin menopoz grubunda diğer iki gruptan da anlamlı derecede yüksek olduğu saptandı. Ayrıca ürik asit düzeyleri HRT grubunda doğurgan çağ grubuna göre anlamlı derecede yüksek idi. Transferrin düzeyi doğurgan çağ grubunda en yüksek, menopoz grubunda en düşük olmak üzere 3 grup arasıda da anlamlı derecede farklıydı. Albümin ve bilirubin düzeyleri ise doğurgan çağ grubunda daha yüksek olmak üzere, albümin iki gruptan da, bilirubin ise sadece menopoz grubundan anlamlı derecedeyüksekti. Menopoz ve HRT grupları arasındaki farklar ise anlamlı değildi, p-karoten düzeyleri arasında da gruplar incelendiğinde anlamlı fark görülmedi. "Lag time'" ın menopoz grubunda beklenenin aksine uzun olması E vitamini başta olmak üzere diğer bazı antioksidanların bu grupta daha yüksek düzeylerde olmasına bağlanabilir. Ayrıca HRT' nin verilme süresi, HRT' siz geçen süre, kişinin atheroskleroz açısından sahip olduğu diğer risk faktörleri, HRT' nin KVH' dan koruyucu etkisinde rol oynayanfaktörlerdir. Sonuçta, HRT' nin lipoproteinleri oksidasyondan koruyabileceği, fakat bunun tek başına yeterli olmadığı, E vitamini başta olmak üzere antioksidanların da önemli etkileri olabileceği görüşüne varılmıştır.
URI: http://hdl.handle.net/11452/32706
Appears in Collections:Tıpta Uzmanlık / Specialization in Medicine

Files in This Item:
File Description SizeFormat 
UZM_00314.pdf
  Until 2099-12-31
1.66 MBAdobe PDFView/Open Request a copy


This item is licensed under a Creative Commons License Creative Commons