Please use this identifier to cite or link to this item: http://hdl.handle.net/11452/32720
Full metadata record
DC FieldValueLanguage
dc.contributor.advisorManavoğlu, Osman-
dc.contributor.authorOrhan, Bülent-
dc.date.accessioned2023-05-18T12:13:00Z-
dc.date.available2023-05-18T12:13:00Z-
dc.date.issued1998-
dc.identifier.citationOrhan, B. (1998). Metastatik küçük hücreli olmayan akciğer kanserli olgularda p53 ve MDR1 gen ekspresyonu ile prognostik faktörler arasındaki ilişki. Yayınlanmamış tıpta uzmanlık tezi. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi.tr_TR
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11452/32720-
dc.description.abstractAkciğer kanseri dünyada kanserden ölüm sebepleri arasında birinci sıradadır. Halen A.B.D. 'de erkeklerde ve kadınlarda en sık ölüm sebebi olup, ülkemizde de kanser ölümlerinde birinci sırada yer almaktadır. Türkiye'de 1992 yılındaki istatistiklere göre erkeklerde en sık görülen kanser, akciğer kanseridir (%29.4). Bütün evreler için akciğer kanserinde 5 yıllık %15 gibi düşük bir sağkalım oranı söz konusudur. Daha yüksek sağkalım oranlan ancak erken evre operable akciğer kanserleri için geçerlidir (evre I- evre IIIA ). Bu hasta gurubunda bile uygun tedavi yapıldığında tedavi sonrası nüksler sebebi ile 5 yıllık sağkalım oranı %25-30'u geçmez. Günümüzde klinik çalışmaların çoğunun amacı bu sağkalım oranını arttırmaya veya hangi hastalarda hastalıksız yaşamın daha uzun olacağını tahmin etmeye yöneliktir. Tedavi başlandığı anda hastaları tedaviye cevap veya nüks açısından yüksek riskli veya düşük riskli olarak gruplara ayırmak için şu anda elimizde kesin kriterler yoktur. Bu kriterlerin net olarak belirlenmesi hastaların tedavisinde uygun kombine tedavi metotlarının seçimi veya bazen hangi hastaya tedavi uygulanıp uygulanmayacağı konusunda oldukça faydalı olabilir. Bahsedilen kriterler, erken evre öpere edilmiş bir akciğer kanserinin nüks açısından riskini belirleyip adjuvan tedaviye aday olup olmadığına karar verilmesi aşamasında olduğu kadar, ileri evre akciğer kanseri gibi tedavinin tam olarak mümkün olmadığı durumlarda da hangi vakaların prognozunun veya kemoterapiye cevabının daha iyi olacağının belirlenmesinde önem kazanır. P53 tümör supresör geni hücre bölünmesini çoğalmasını Gl/S kontrol noktasında kontrol eder, bu gende oluşabilecek herhangi bir bozukluk hücre çoğalmasının üzerindeki kontrolün kalkmasına sebep olur ve kontrol edilemeyen bir hücre proliferasyonu ortaya çıkar. P53'ün tümör dokusunda ekspresyonunun akciğer kanserinin prognozu üzerindeki etkisi tartışmalıdır. Bazı yazarlar tümör hücrelerindeki p53 pozitifliğinin kötü prognostik faktör olarak kabul edilmesi gerektiğini belirtirler. Bazı yayınlarda da tümör dokusunda p53 ekspresyonu ve prognoz arasında korelasyon olmadığı belirtilmiştir. Sonuç olarak akciğer kanserinde tümör dokusunda p53 ekspresyonu ve prognoz arasındaki ilişki tartışmalıdır ve çeşitli yayınlar arasındaki bu çelişkinin sebebi tam olarak açıklanamamıştır. Metastaz yapmış olan akciğer kanserlerinde kemoterapinin planlanmasında ve sürdürülmesinde diğer bir problemde ilaç rezistansıdır. İlaç rezistansının mekanizmaları halen araştırılmaktadır. Bu mekanizmalardan bir tanesi MDR1 geninin fazla ekspresyonu nedeni ile meydana gelen çoklu ilaç rezistansı fenotipidir. Bu gen bir membran proteini olan p-glikoproteinini (p-gp) kodlar. P-gp enerjiye bağımlı bir ilaç pompası olarak görev yaparak sitotoksik ilaçların hücre dışına atılmasına sebep olur. MDR1 mRNA ve p-gp'in ekspresyonu çeşitli solid tümörlerde ve akciğer kanserlerinde gösterilmiştir. Metastatik küçük hücreli olmayan akciğer kanserinin prognozunu belirleyecek faktörlerden bir tanesinin de kemoterapiye cevabı etkileyecek olan MDR1 gen ekspresyonu olduğu öne sürülebilir ancak akciğer kanseri, MDR ekspresyonu ve prognoz ilişkisini araştıran az sayıda çalışma vardır, bunlarda genellikle retrospektif ve küçük vaka grupları ile olan çalışmalardır. Bu nedenle MDR1 eni ekspresyonu ile metastatik akciğer kanserinde prognoz ile ilişkisini ortaya koyacak çalışmalara ihtiyaç vardır. Metastatik küçük hücreli olmayan akciğer kanserinde p53 ve MDR1 geninin ikspresyonunun prognostik faktör olarak değeri tam olarak ortaya konulamamıştır. Akciğer kanserli hastalarda bu iki parametrenin tayini ve prognoz üzerine olan ilişkisinin araştırılması, ayrıca bu parametreler ile diğer bilinen bazı prognostik faktörlerin karşılaştırılması, hastalığın seyri hakkında önceden bilgi sahibi olunmasını ve böylece tedavi ve takip yaklaşımında daha dikkatli olunmasını sağlayabilir. Bu amaçla biz de kendi kliniğimizde takip ettiğimiz metastatik küçük hücreli olmayan akciğer kanserli vakalarda belirtilen bu parametreleri retrospektif olarak inceleyip hastalığın prognozu ile ilişkilerini ve bunların prognostik faktör olarak değerlerini ortaya koymayı amaçladık.tr_TR
dc.format.extent[IV], 58 sayfatr_TR
dc.language.isotrtr_TR
dc.publisherUludağ Üniversitesitr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.rightsAtıf 4.0 Uluslararasıtr_TR
dc.rights.urihttp://creativecommons.org/licenses/by/4.0/*
dc.subjectMetastatik küçük hücrelitr_TR
dc.subjectAkciğer kanseritr_TR
dc.subjectp53tr_TR
dc.subjectMDR1tr_TR
dc.subjectGen ekspresyonutr_TR
dc.subjectPrognostik faktörlertr_TR
dc.titleMetastatik küçük hücreli olmayan akciğer kanserli olgularda p53 ve MDR1 gen ekspresyonu ile prognostik faktörler arasındaki ilişkitr_TR
dc.typeSpecialityinMedicineen_US
dc.relation.publicationcategoryTeztr_TR
dc.contributor.departmentUludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı/Klinik Onkoloji Bilim Dalı.tr_TR
Appears in Collections:Tıpta Uzmanlık / Specialization in Medicine

Files in This Item:
File Description SizeFormat 
UZM_00351.pdf
  Until 2099-12-31
1.61 MBAdobe PDFView/Open Request a copy


This item is licensed under a Creative Commons License Creative Commons