Please use this identifier to cite or link to this item: http://hdl.handle.net/11452/33736
Full metadata record
DC FieldValueLanguage
dc.contributor.advisorManavoğlu, Osman-
dc.contributor.authorArslan, Murat-
dc.date.accessioned2023-09-04T12:06:13Z-
dc.date.available2023-09-04T12:06:13Z-
dc.date.issued2001-
dc.identifier.citationArslan, M. (2001). Platinum uygulamasında eritropoietin destek tedavisinin yeri. Yayınlanmamış tıpta uzmanlık tezi. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi.tr_TR
dc.identifier.urihttp://hdl.handle.net/11452/33736-
dc.description.abstractAMAÇ: Çalışmamızda platin içeren kemoterapi rejimlerine eklenen rekombinant insan eritropoietin'in farklı kullanım stratejilerinin birbirleriyle ve transfüzyona dayalı klasik tedavi yaklaşımıyla karşılaştırılması amaçlandı. GEREÇ VE YÖNTEM: Klasik tedavi yaklaşımını temsil eden kontrol grubu retrospektif olarak oluşturuldu. Eritropoietin uygulanan hastalar prospektif olarak takip edildi. rHuEPO ß 5000 Ü, haftada 3 gün uygulandı. Grup 1'de eritropoietin uygulamasına ilk siklusta başlandı ve kemoterapi rejimi tamamlandıktan sonra 3 hafta daha devam edildi. Grup 2, ilk siklus uygulandıktan sonra hemoglobin değeri en az 1 g/dl düşen hastaları içeriyordu. Grup 3 kemoterapi rejiminin 3. siklusunda anemi gelişen hastalardan oluşturuldu. Grup 2 ve 3 iki alt gruba daha ayrıldı. Grup 2A ve 3A'da eritropoietin, kemoterapi uygulamalarının tamamlanmasından sonra üç hafta daha devam edildi. Grup 2B ve 3B'de ise 12 hafta eritropoietin uygulandı. Gruplardaki hemoglobin seyirleri, transfüzyon oranları, hemoglobin değeri 10 g/dl altına inen ve 12 g/dl üzerine çıkan hasta oranları belirlendi ve eritropoietin tedavisine cevap oranları değerlendirildi. BULGULAR: Kontrol grubunda hemoglobin değerlerinin progresif olarak düşmesine rağmen, sadece ilk üç siklusta istatistiksel açıdan anlamlı fark olduğu tespit edildi. Ayrıca tedavi bitimindeki değerin, ilk siklus öncesi ölçülenden belirgin olarak düşük olduğu saptandı (p<0,0001). Grup 1 ve 2A'da, eritropoietin uygulaması başlandıktan 8-10 hafta, Grup 2B, 3A ve 3B'de ise 3 - 4 hafta sonra hemoglobin değerlerinin kontrol grubundakinden belirgin olarak yüksek seyrettiği bulundu. Ayrıca tedavi bitimindeki hemoglobin seviyeleri de tüm rHuEPO gruplarında, kontrol grubundakinden istatistiksel açıdan anlamlı olacak şekilde yüksekti. Grup 1 ve 3A'da tedavi bitiminde elde edilen hemoglobin değerleri, ilk siklus öncesinde tespit edilen değere göre fark göstermezken, diğer eritropoietin gruplarında ise istatistiksel açıdan anlamlı olacak şekilde düşmenin olduğu saptandı. Bununla birlikte eritropoietin grupları arasında tedavi bitiminde elde edilen hemoglobin değerlerinin istatistiksel açıdan farklı olmadığı tespit edildi. Kontrol grubunda hemoglobin değeri 10 g/dl inen hasta sayısı 3. siklus öncesinde 10 (%25) iken, 6. siklus öncesinde 24'e (%60) yükseldiği saptandı (p<0,0001). Eritropoietin tedavisi uygulanan gruplarda bu şekilde bir artış söz konusu değildi ve 6. kür siklusunda hemoglobin değeri 10 g/dl altına inen hasta sayısı kontrol grubundan istatistiksel açıdan da anlamlı olacak şekilde azdı. Tüm gruplar arasında hasta başına düşen transfüzyon sayısı açısından fark olmadığı, ancak sadece Grup 3A'da transfüzyon yapılmayan hasta sayısının kontrol grubundakinden istatistiksel düzeyde anlamlı olacak şekilde az olduğu saptandı. Eritropoietin tedavisine alınan cevap oranlan açısından gruplar arasında fark yoktu. SONUÇ: rHuEPO uygulanan gruplarda, tedavinin etkinliği çıktıktan sonra elde edilen hemoglobin değerleri, klasik tedavi yaklaşımıyla elde edilen değerlerden anlamlı olacak şekilde iyidir. Eritropoietin gruplarında kontrol grubuna göre transfüzyon ihtiyacında belirgin azalmanın izlenmemiş olması, kontrol grubunda hemoglobin hedeflerinin düşük olmasına bağlanabilir. Grup 3A'daki uygulama, diğer parametrelerde istatistiksel olarak belirgin fark olmamasına rağmen, kısa sürede eritropoietin tedavisine yanıt alınması, başlangıç değerine göre tedavi bitimindeki hemoglobin seviyesinin düşük kolmaması, transfüzyon yapılmayan hasta sayısının kontrol grubundakinden az olması ve bu olumlu etkilerin daha az rHuEPO uygulaması ile elde edilmiş olması nedeniyle diğer tedavi stratejilerinden kısmen üstündür. Çalışmamızda eritropoietin'in platinum bazlı kemoterapi alan hastaların tedavilerine rutin olarak eklenmesini destekleyen net veriler elde edilmemiştir. Eritropoietin'in tedaviye eklenme kararı; malignitenin tipi ve evresine, eşlik eden yandaş hastalıklara ve uygulanan kemoterapi rejiminin hemoglobin üzerinde beklenen etkisine dikkat edilerek alınmalıdır.tr_TR
dc.description.abstractAiM: The aim of this study was to compare different usage strategies of recombinant human erythropoietin (rHuEPO) that was added to platinum containing chemotherapy regimens with each other and transfusion based classical approach. MATERiAL and METHOD: Control group that represented classical approach was formed retrospectively. Patients who were administered rHuEPO were followed prospectively. rHuEPO was given at the dose of 5000 U three times a week. Erythropoietin administration was begun at the first cycle and continued further three weeks after chemotherapy regimen was completed in Group 1. Group 2 was including patients whom hemoglobin level decreased at least 1 g/dl after first cycle was carried out. Group 3 was consisted of patients who developed anemia at the third cycle of chemotherapy regimen. Group 2 and 3 was also divided into two subgroups. Erythropoietin was continued further three weeks after completion of chemotherapy in Group 2A and 3A, but erythropoietin was administered for 12 weeks as for in Group 28 and 38. Hemoglobin progression, transfusion rate, proportion of patients whom hemoglobin levels were less than 10 g/dl and over than 12 g/dl was determined in all groups and response rate to erythropoietin was evaluated. RESULTS: In spite of fact that hemoglobin levels decreased progressively in control group, it was observed that there was statistically significant difference merely in first three cycles. It was also determined that the value which was got at the end of chemotherapy course was clearly lower than which was measured before first cycle. Later 8 - 10 weeks in Group 1 and 2A, 3 - 4 weeks in Group 28, 3A and 38 after erythropoietin treatment was started, hemoglobin concentrations proceeded evidently higher thancontrol group. Also, hemoglobin levels that was at the end of chemotherapycourse was significantly higher in entire rHuEPO groups than in control gruop. While hemoglobin values that were obtained at the end of therapywere not indicated any difference according to that at the first cycle in Group1 and 3A, it was established that there were statistically significant decreaseas for other erythropoietin groups. However it was determined that therewere no statistically significant difference in respect to hemoglobin valuesthat were got at the end of therapy between erythropoietin groups. Whilenumber of patients whom hemoglobin values decreased under 1 O g/dl beforethird cycle were 10 (25%), it rose to 24 (60%) before sixth cycle in controlgroup (p<0,0001 ). Such like augmentation was not observed in erythropoietingroups and number of patient whom hemoglobin levels fall down under 10g/dl were significantly lesser than in control group. There was no differencewith respect to transfusion amount between all groups, but only in Group 3A,number of patients who were not transfused were less than that in controlgroup with statistically significant. There was no difference regardingresponse rate of erythropoietin treatment among all erythropoietin groups.CONCLUSION: Hemoglobin values that were got after appearanceof treatment efficacy expressively better in erythropoietin groups than thatobtained with classical approach. Reduction of transfusion requirement havenot been observed in erythropoietin groups compared to control group that may be attached to hemoglobin target had been low in control group. In spite of fact that there were no evident differences concerning other parameters, administration schedule in Group 3A was partly superior than other erythropoietin strategies, because treatment response was got in a short time, hemoglobin level that was obtained at the end of treatment was not been lesser than at the beginning, number of untransfused patients were lesser than control group and also this beneficial effects were got with few rHuEPO administration. Evident data that support to add routinely treatment of patients who treated with platinum based chemotherapy has not been obtained in our study. Decision of adding erythropoietin to therapy should be made considering to type and stage of malignancy, accompanying other diseases, expectancy of effect of chemotherapy regimen on hemoglobin.en_US
dc.format.extentV, 67 sayfatr_TR
dc.language.isotrtr_TR
dc.publisherUludağ Üniversitesitr_TR
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.rightsAtıf 4.0 Uluslararasıtr_TR
dc.rights.urihttp://creativecommons.org/licenses/by/4.0/*
dc.subjectPlatinumtr_TR
dc.subjectEritropoietintr_TR
dc.subjectKansertr_TR
dc.subjectAnemitr_TR
dc.subjectErythropoietinen_US
dc.subjectCanceren_US
dc.subjectAnemiaen_US
dc.titlePlatinum uygulamasında eritropoietin destek tedavisinin yeritr_TR
dc.title.alternativeRole of erythropoietin support therapy in platinum administrationen_US
dc.typeSpecialityinMedicineen_US
dc.relation.publicationcategoryTeztr_TR
dc.contributor.departmentUludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı.tr_TR
Appears in Collections:Tıpta Uzmanlık / Specialization in Medicine

Files in This Item:
File Description SizeFormat 
UZM_00542.pdf
  Until 2099-12-31
2.11 MBAdobe PDFView/Open Request a copy


This item is licensed under a Creative Commons License Creative Commons