Please use this identifier to cite or link to this item: http://hdl.handle.net/11452/34308
Title: Bursa Uludağ Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalında başlanan gebelik kaybı yönetim algoritmasının canlı doğum sonuçları üzerindeki etkisinin araştırılması
Other Titles: Live birth results of pregnancy loss management algorithm started at Bursa Uludağ University, Department of Obstetrics and Gynecology
Authors: Uncu, Gürkan
Mesut, Ömer Çağatay
Bursa Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı.
Keywords: Gebelik kaybı
Tekrarlayan gebelik kaybı
Canlı doğum
Herediter trombofili
Akkiz trombofili
Pregnancy loss
Recurrent pregnancy loss
Live birth
Hereditary thrombophilia
Acquired thrombophilia
Issue Date: 2023
Publisher: Bursa Uludağ Üniversitesi
Citation: Mesut, Ö. Ç. (2023). Bursa Uludağ Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalında başlanan gebelik kaybı yönetim algoritmasının canlı doğum sonuçları üzerindeki etkisinin araştırılması. Yayınlanmamış tıpta uzmanlık tezi. Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi.
Abstract: Giriş ve Amaç: Gebelik kaybı, fetüsün 24 hafta sınırına ulaşmadan önce gebeliğin spontan bir şekilde sonlanmasıyla tanımlanır. Gebelik kaybının iki veya daha çok sayıda yaşanması durumuna tekrarlayan gebelik kaybı denir. Çalışmadaki amacımız polikliniğimize gebelik kaybı nedeniyle başvuran hastaların etiyolojilerinin araştırılması, uygulamaya koyduğumuz gebelik kaybı yönetim algoritması ile elde edilen canlı doğum oranlarının öğrenilmesi ve günümüzde en çok tartışılan konu olan gebelik kaybı ve trombofililer arasındaki ilişkiyi araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Çalışmamıza 01/12/2020-01/06/2022 tarihleri arasında Bursa Uludağ Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Gebelik Kaybı Polikliniğine en az bir gebelik kaybı öyküsü ile başvuran 192 hasta dahil edilmiştir. Hastalarla ilgili veriler prospektif olarak toplanmıştır. Hastaların tetkikleri ve tedavi süreçleri gebelik kaybı yönetim algoritmamıza göre yapılmıştır. Hastalar gebelik sonucuna göre canlı doğum ve gebelik kaybı olmak üzere iki gruba ayrılmıştır. Bulgular: Her iki grup arasındaki yaş, vücut kitle indeksi(VKI), sigara kullanımı, alkol tüketimi, akraba evliliği, ailede tekrarlayan gebelik kaybı(TGK)öyküsü, kafein tüketimi, canlı doğum öyküsü, tiroid parametreleri, antikardiyolipin antikor(ACA) IgM ve IgG pozitifliği, Lupus antikoagülan seviyeleri, Protein C ve S seviyeleri, anti-müllerian hormon(AMH) seviyeleri, vitamin D ve B12 vitamin seviyeleri benzer bulunmuştur. Herediter trombofiligen mutasyon oranları her iki grup arasında benzer bulunmuştur. Sonuç: Çalışmamızda gebelik kaybı yaşamış olan hastaların sonraki gebeliklerindeki canlı doğum oranlarını etkileyen en önemli belirteçlerden birinin önceki gebelik kaybı sayısı olduğu görülmüştür. Sonuçlarımıza göre maternal kromozomal anomalileri, uterin anomaliler, antifosfolipid sendrom ve homosistein seviyesi gebelik kaybı grubunda, canlı doğum grubuna kıyasla istatistiksel olarak anlamlı bir şekilde daha yüksek bulunmuştur. Çalışmamızın birincil önceliği olan herediter trombofili ile gebelik kaybı ilişkisinde ise trombofili varlığı ve canlı doğum arasında anlamlı bir ilişki gözlenmemiştir.
Introduction and Aim: Pregnancy loss is defined as the spontaneous termination of pregnancy before the fetus reaches the 24-week limit. Two or more pregnancy losses are called recurrent pregnancy loss. Our aim in the study is to investigate the etiology of patients who applied to our outpatient clinic due to pregnancy loss, to learn the live birth rates obtained with the pregnancy loss management algorithm we put into practice, and to investigate the relationship between pregnancy loss and thrombophilias, which is the most discussed topic today. Materials and Methods: 192 patients who applied to Bursa Uludağ University Obstetrics and Gynecology Pregnancy Loss Outpatient Clinic between 01/12/2020-01/06/2022 with at least one pregnancy loss history were included in our study. Data on patients were collected prospectively. The examinations and treatment processes of the patients were performed according to our pregnancy loss management algorithm. The patients were divided into two groups according to the pregnancy outcome as live birth an dpregnancy loss. Results: Age, body mass index (BMI), smoking, alcohol consumption, consanguineous marriage, family history of recurrent pregnancy loss (RPL), caffeine consumption, live birth history, thyroid parameters, anticardiolipin antibody (ACA) IgM and IgG positivity, lupus anticoagulant levels, protein C and S levels, anti müllerian hormon (AMH) between both groups levels, vitamin D and vitamin B12 levels were found to be similar. Hereditary thrombophilia gene mutation rates were similar between the two groups. Conclusion: In our study, it was seen that one of the most important markers affecting the live birth rates in the next pregnancies of patients who experienced pregnancy loss was the number of previous pregnancy loss. According to our results, maternal chromosomal anomalies, uterine anomalies, antiphospholipid syndrome and homocysteine levels were found to be statistically significantly higher in the pregnancy loss group compared to the live birth group. In the relationship between hereditary thrombophilia and pregnancy loss, which is the primary result of our study, no significant relationship was observed between the presence of thrombophilia and live birth.
URI: http://hdl.handle.net/11452/34308
Appears in Collections:Tıpta Uzmanlık / Specialization in Medicine

Files in This Item:
File Description SizeFormat 
Ömer_Çağatay_Mesut.pdf1.8 MBAdobe PDFThumbnail
View/Open


This item is licensed under a Creative Commons License Creative Commons