Please use this identifier to cite or link to this item:
http://hdl.handle.net/11452/9091
Title: | Kurtubi ve hadis metodu |
Other Titles: | Qurtubi and hadith method |
Authors: | Sönmez, M. Ali Durmuş, Mehmet Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Temel İslam Bilimleri Anabilim Dalı. |
Keywords: | Din Biyografi Hadis Kurtubi İslamiyet Religion Biography Hadith Qurtubi Islam |
Issue Date: | 1993 |
Publisher: | Uludağ Üniversitesi |
Citation: | Durmuş, M. (1993). Kurtubi ve hadis metodu. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi. Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü. |
Abstract: | İslamiyetin başlangıcından itibaren hadisler çoğunlukla hıfz yoluyla, az da olsa yazı ile tesbit edilmiş, daha sonra da tedvin ve tasnife tabi tutularak müslümanların istifadesine sunulmuştur. Birçok İslam alimi de bu hadisleri ele alarak müstakil konularda, günün ihtiyaçlarını da göz önüne alarak çeşitli eserler telif etmişlerdir. İşte biz de, bu çalışmamızda hicri yedinci yüzyılda yaşamış değerli bir müfessir, muhaddis, fakih olan el-Kurtubi'nin hadislere bakış açısını aksettirmeye çalıştık. Bu çalışmamız boyunca, müellifin üçü matbu olan dört eserinden istifade etmeye çalıştık. Bunlardan ilk olarak el-Camilil-Akkami'l-Bur'an adlı çok yönlü tefsirine bakarsak; rivayet ve dirayeti bir arada toplayan bu eserde müellif hassaten fıkhı konular üzerinde durmuştur. Ayetteki kelimelerin açıklanması ve surelerin fazileti ile ilgili konularda da bilgi verilen bu eserde tabi olarak çok sayıda hadis de mevcuttur. et-Tezkire bi-Ahvali'levta adlı eserinde de ölüm ve ölüm sonrası hayat ile alakalı kitap, sünnet ve alimlerin söylediği hikmetli sözleri toplamıştır. Et-Beskar fi efdali Ezkar da da surelerin fazileti ile ilgili hadisleri bir araya toplamıştır. Kam'u'l-Hırs adlı eseri ise zühd ve zühd hayatına ait ha dislerin şerhini ihtiva etmektedir. Bu eserlerdeki kaynaklarına bakarsak şunları görürüz: Birinci derecedeki kaynacı.'-üslliı'in sahihidir. Daha sonra ise imamı Halik' in kütüb-i sitte'de yer alan diğer eserlerden hadis aldığını görüyoruz. Buralardan aldığı hadislerin üzerinde tartışma yoksa kaynarı zikretmekle yetinir. Aksi takdir de bu senet ve metin üzerinde gerekli açıklamaları yapar. Eütüb- i sitte dışındaki eserlerde de durum aynıdır. Ancak tedvin ve tasnife tabi tutulabilmiş rivayetleri aktarırken Onun senedini de zikrettiğini müşahede ediyoruz. Tefsirinde yer alan f zail, tergib-terhib ve ahkam dışında ki konularla bu alanda yazdığı müstakil eserlerinde daha mütesahil davrandığını görüyoruz. Ahkam ile konularda vechettiği ravilerden ahkam dışı konularda aldığı hadislerde bu konuya işaret etmektedir. Bazan da hadisin lafzını terk ederek mânâ üzere hadis almış tır. Ana hadisleri hüccet olarak kabul ettiği gibi bunun müdafaasını da yapmıştır. Ancak hadislerin mânâ üzerine rivayetinde ağırı davrandığını da müşahede ediyoruz. Haber-i vakiâi ameli konularda hüccet kabul eden Kurtubi, Medine halkının ameli konusunda mezhebinin görüşünü kabul etmiştir. Haber-i vahidle Medine halkının amalini savunduğunu görüyoruz. 0, Medine halkının amelini Haber-i vahidden daha kuvvetli olarak mütalâa etmektedir. Hadislerde neshin vukuunu kabul eden el-Kurtubi, Kur' an' m hadisi neshedebileceği gibi hadisin de Kur'anı neshedebileceğini savunarak bu konuda aşırıya kaçan bir görüş sarf etmiştir. Eserlerini kaleme alırken kendine koyduğu kuralların tahakkukunu incelersek de şunları görürüz: İlk şart olarak, sözleri söyleyenlere, hadisleri de musanniflerine izafe edeceğini bildi ren Kurtubi 'nin (bkz., el-Kurtubi, el-Cami, c.I, s. 3) bu şar tına genelde uyduğunu görüyoruz. Ancak müellif ve musannif ismi vermeden aldığı haberler de mevcuttur. Eğer insanlar, alimlerin elindeki sahih, müsned vd. eserler de tasnif edip ellerinde dolaştırdığı, fakihlerin rivayet ettiği hadislerle yetinmiş olsalardı, bu onlara yeterli olurdu (bkz., el-Kurtubi, age., c.I, s. 80, et-Tezkar, s. 170) Kur' an sureleri ve başka amellerin faziletleri konusunda batıl haber ve yalan hadis uyduranların, uydurup ortaya çıkardığı şeylere asla iltifat edilemez, (el-Kurtubi, age., c.I, s. 73, age., s. 169) diyen müellifin kendisinin, bu kurallara tam olarak uymadığımı görüyoruz. Eğer sünnetin doğruluğu sahih olursa, onun yanında başka söze gerek yoktur diyen (bkz., el-Kurtubi, el-Cami', c.III, s. 349) Kurtubi'nin, bazen bu prensibinden de vazgeçtiğini görüyoruz. Zira sahih hadis hüccettir, diyen Kurtubi, imam Malik'in ortaya koyduğu, Medine halkının amelinin de takriri sünnet olarak kabul edilmesi şeklindeki görüşüne de uyar. Bunun neticesinde de, ehl-i hadis kabul etmez dediği haberleri, Medine halkının ameli de bunu takviye ediyor diyerek kabul etmiştir. Bir çok âlimde görülen, kendi mezhebinin veya görüşünün doğruluğunu kabul ettirmek için yaptığı zorlama, Kurtubi' de de, bu şekilde kendini göstermektedir. Sonuç olarak Kurtubi, değişik alanlarda güzel eserler tasnif etmiş bir müelliftir. Hadis alanında islam aleminin kabul ettiği kriterleri kabul etmiştir. Tüm eserlerinde ehl-i sünne tin görüşlerini müdafaa etmiştir. Kurtubi, bu eserlerinde hadislerin manalarına veciz şekildeki işaretleri ile bu ilme katkıda bulunmuş bir âlimdir. Tarafsız bir gözle incelendiği zaman, Kurtubi, -az da olsa mezhep taasubu ve ahkâm ihtiva etmeyen hadislerdeki tesahülü de bir tarafa bırakılırsa- eserlerinden istifade edilecek bir âlimdir. Yaşadığı zühd ve takva hayatının yanında, telif ettiği eserler O'ndan günümüze kadar ulaşan değerli birer armağandır. |
URI: | http://hdl.handle.net/11452/9091 |
Appears in Collections: | Sosyal Bilimler Yüksek Lisans Tezleri / Master Degree |
Files in This Item:
File | Description | Size | Format | |
---|---|---|---|---|
026293.pdf Until 2099-12-31 | 4.73 MB | Adobe PDF | View/Open Request a copy |
This item is licensed under a Creative Commons License