Bu öğeden alıntı yapmak, öğeye bağlanmak için bu tanımlayıcıyı kullanınız: http://hdl.handle.net/11452/10107
Başlık: Acil servise gelen kene tutunması olgularının incelenmesi
Diğer Başlıklar: Evaluation of cases with tick bites at emergency department
Yazarlar: Armağan, Erol
Küfeciler, Tarkan
Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Acil Tıp Anabilim Dalı.
Anahtar kelimeler: Kene tutunması
Acil servis
Demografik özellikler
Kırım-kongo kanamalı ateşi
Tick bite
Emergency department
Demographic characteristics
Crimean-congo hemorrhagic fever
Yayın Tarihi: 2011
Yayıncı: Uludağ Üniversitesi
Atıf: Küfeciler, T. (2011). Acil servise gelen kene tutunması olgularının incelenmesi. Yayınlanmamış uzmanlık tezi. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi.
Özet: Kene vektörlüğü ile bulaşan hastalıklar dünyanın birçok yerinde ciddi bölgesel epidemiyolojik problemdir. Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) keneler aracılığıyla taşınan virüslerin sebep olduğu hayatı tehdit eden ve hemorajik ateş belirtilerin ön planda bulunduğu bir klinik tablodur. Ülkemizde 2002 yılından itibaren KKKA olguları bildirilmeye başlamıştır. Acil servisler kene tutunması şikâyeti olan hastaların yönetiminde önemli yere sahiptir. Bu çalışmamızda hastanemiz Acil Servis (AS)'ne kene tutunması nedeniyle başvuran olguların demografik özelliklerinin belirlenmesinin yanısıra, izlem ve tetkik sonuçlarının değerlendirilmesi ve kene tutunmasına acil yaklaşımın öneminin vurgulaması amaçlanmıştır.Çalışmaya Nisan 2009-Mayıs 2010 tarihleri arasında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi (UÜTF) AS'e kene tutunması şikâyeti ile başvuran 336 hasta dâhil edilmiştir. Hastaların demografik özellikleri, klinik, laboratuvar bulguları, izlem verileri "Acil Servise Kene Tutunması ile Başvuran Hasta Değerlendirme Formu"na kaydedilmiştir. İstatiksel analizler için SPSS 13. 0 (Statistical Package for Social Sciences for Windows) paket programı kullanılarak değişkenlerin karşılaştırılmasında Pearson ki-kare ve Fisher'in kesin ki-kare testleri kullanılmıştır. İstatistiksel anlamlılık düzeyi p<0.05 olarak kabul edilmiştirÇalışmaya alınan hastaların yaş ortalaması 43.85±13.88'dir. Hastaların %50.9'u erkek, %49.1'i kadın hasta olarak tespit edilmiştir. Bu hastalar en sık temmuz (%33.3) ve ağustos (%32.7) aylarında AS'e gelmiştir. Çalışmaya alınan hastalar mesleklerine göre incelendiğinde en fazla %49.1 oranında emekli, ev hanımı, işsizlerin olduğu saptanmıştır. Hastaların %49.1'de kene tutunması yerleşim yerinde, %35.4'de piknik alanları, hayvan barınağı, orman, tarla gibi kırsal alanlarda meydana gelmiştir. Çalışmamızda kene tutunması olgularının %27.4'ü alt ekstremiteye yerleşirken, %65.5'i AS'de doktor tarafından çıkarıldığını ve çıkartma yöntemi olarak en sık %54.2 oranında forseps kullanıldığını tespit edilmiştir. Çalışmamızdaki 30 hastanın kene tutunması dışında şikâyetleri (%3.2 halsizlik, %2.6 ateş) olmuştur. Çalışmaya alınan hastalarımızdan 9 olguda patolojik fizik muayene bulgusu (5 olgu subfebril ateş, 4 olgu hipotansiyon, 3 olgu döküntü, 2 olgu epistaksis) saptanmıştır. Birden fazla şikayeti olup patolojik fizik muayene ve laboratuvar bulgulara sahip olan 6 olgu hastanemiz ve 1 olgu devlet hastanesi enfeksiyon hastalıkları kliniğine yatışı yapılarak tedavi başlanmıştır. KKKA şüphesi ile hastaneye yatırılan olguların laboratuvar parametrelerindeki aspartat aminotransferaz (AST), alanin aminotransferaz (ALT), laktat dehidrogenaz (LDH), kreatin kinaz (CK) düzeylerinde artma; lökosit ve trombosit düzeylerinde azalma; aktive parsiyel tromboplastin zamanı (aPTT) ve protrombin zamanı (PT) sürelerinde uzama anlamlı bulunmuştur.Sonuç olarak kenelerin bulunduğu alanlardan uzak durulması ile bulaş önlenebilir. Kene tutunması meydana geldiyse en kısa sürede sağlık kuruluşuna başvurulması ve yakın izlemi uygun olacaktır. Çalışmamızın bölgemizdeki kene tutunması olgularının özelliklerinin ortaya konulması açısından ve gelecekte yapılacak daha kapsamlı çalışmalara bir fikir oluşturacağına inancındayız.
Tick-borne diseases are a serious regional epidemiological problem in various parts of the world. Crimean-Congo Hemorrhagic Fever (CCHF) is a life-threatening clinical presentation caused by tick-borne viruses, which is predominantly characterized by hemorrhagic fever. In our country, CCHF cases have begun to be reported since 2002. Emergency departments have an important role in the management of the patients who admit to the hospitals with the complaint of tick bite. In our study, we aimed to determine the demographic characteristics of the patients that have admitted to the emergency department (ED) of our hospital due to tick bite, to evaluate their results of monitorization and analysis and to highlight the importance of the emergency approach to tick bite.A total of 336 patients that had admitted to ED of Uludag University, Faculty of Medicine (UUFM) with a complaint of tick bite between April 2009-May 2010 were enrolled to the study. Demographic characteristics, clinical and laboratory findings and follow-up data of the patients were recorded to Evaluation Form for the Patients That Admit to Emergency Department with Tick Bite. For the statistical analyses, SPSS 13.0 (Statistical Package for Social Sciences for Windows) software was used. Variables were compared using Pearson chi-square and Fishers exact tests. Statistical significance level was considered as p<0.05.For the patients enrolled to the study, mean age was 43.85±13.88. Of the patients, 50.9% were male and 49.1% were female. These patients had mostly admitted in July (33.3%) and August (32.7%). When the patients enrolled to the study were evaluated according to their profession, it was seen that the majority of the participants were retired, housewife or unoccupied, with a rate of 49.1%. While the tick bite occurred in the residence of the patient in 49.1% of the participants, it occurred in rural areas such as a picnic area, an animal shelter, the forest or field in 35.4%. In our study, while 27.4% of the cases with tick bite was located in lower extremities, it was found that 65.5% of the cases were removed by the doctor in ED and the most commonly used method to remove the tick was the use of forceps, with 54.2%. In our study, 30 patients had concomitant complaints, along with the tick bite (3.2% asthenia, 2.6% fever). Among our patients enrolled to the study, 9 showed pathologic finding in the physical examination (5 cases with subfebrile fever, 4 cases with hypotension, 3 cases with rash and 2 cases with epistaxis). Of the subjects with more than one complaints and pathologic results in the physical examination and laboratory analyses, 6 patients and 1 patient were hospitalized and initiated to be treated, respectively, in our hospital and in the state hospital.In the laboratory parameters of the cases hospitalized with suspected CCHF, aspartate aminotransferase (AST), alanine aminotransferase (ALT), lactate dehydrogenase (LDH) and creatine kinase (CK) levels were significantly increased, leukocyte and platelet counts were significantly decreased, and activated partial thromboplastine time (aPTT) and prothrombine time (PT) were significantly prolonged.Consequently, the transmission may be prevented by avoiding to stay in the areas where the ticks are present. If tick bite occurred, it would be appropriate to immediately admit to a health center and to have a close monitorization. We believe that our study will contribute to the determination of the characteristics presented by the cases of tick bite in our region and will form an opinion for more comprehensive studies that will be conducted in the future.
URI: http://hdl.handle.net/11452/10107
Koleksiyonlarda Görünür:Tıpta Uzmanlık / Specialization in Medicine

Bu öğenin dosyaları:
Dosya Açıklama BoyutBiçim 
307365.pdf1.87 MBAdobe PDFKüçük resim
Göster/Aç


Bu öğe kapsamında lisanslı Creative Commons License Creative Commons