Bu öğeden alıntı yapmak, öğeye bağlanmak için bu tanımlayıcıyı kullanınız: http://hdl.handle.net/11452/15643
Başlık: İslâm hukukunda yükümlülüğün şartı olarak “güç yetirme (kudret)” sorununa ehl-i sünnet usûlcülerinin yaklaşımları -İslâm düşüncesinde Tanrı’nın mutlak kudreti ile dogmanın makuliyeti arasındaki dengeye bir örnek
Diğer Başlıklar: Die ıdeen des ahlu sunnah’s über die leistungsfähigkeit als eine vorbedingung der belastung (at-taklîf) in der islamischen rechtswissenschaft
Yazarlar: Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi.
Kozalı, Abdurrahim
Anahtar kelimeler: İslâm hukuku
Fıkıh usûlü
Yükümlülük (teklif)
Tekîf-i mâ lâ yutâk
Kudret
Islamisches recht
Usûlu’l-fıqh
Taklîf (belastung)
Taklif ma la yutaq
Kudra (leistungsfähigkeit)
Yayın Tarihi: 2006
Yayıncı: Uludağ Üniversitesi
Atıf: Kozalı, A. (2006). "İslâm hukukunda yükümlülüğün şartı olarak “güç yetirme (kudret)” sorununa ehl-i sünnet usûlcülerinin yaklaşımları -İslâm düşüncesinde Tanrı’nın mutlak kudreti ile dogmanın makuliyeti arasındaki dengeye bir örnek". Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 15(1), 247-265.
Özet: Düşünce tarihinde, özellikle de dinî düşünce bağlamında Tanrı’nın mutlak kudreti ile dogmanın makuliyeti arasındaki dengenin temel meselelerden olduğu bir gerçektir. İslâm dininin pratik boyutunu düzenleyen fıkıh ilminin felsefî arka planına ışık tutan fıkıh usûlü ilminde, Tanrı’nın mutlak kudreti ile dogmanın makuliyeti arasındaki dengenin korunmaya çalışıldığı dikkati çeker. Zira kişinin, gücünün üzerinde bir şeyle yükümlü tutulabileceğini teorik planda kabul eden Eş’arîler bunun pratikte gerçekleşmediğini savunurlar. Mu’tezile kişinin gücünü aşan bir şeyle yükümlü tutulamamasını adâlete dayalı bir zorunluluk olarak görür. Maturidîlerse güç yetirebilmenin (kudret) yükümlülüğün şartı olmasını bir zorunluluk değil, Tanrı’nın ilim, hikmet, adâlet ve kemâline dayalı bir fazlı olduğunu savunmuşlardır. Keza Âmidî’nin bu bağlamda yaptığı “li aynihî-li gayrihî muhâl” ayrımı da konunun açıklanması bağlamında işlevsel olmuştur.
Es ist eine Wahrheit, dass die Gleichgewicht zwischen der Allmacht des Gottes und der Verständlichkeit des Dogmas von 248 den gründlichsten Themen in der Geschichte des Denken, besonders im religiosen Denken ist. In der Wissenschaft usulü’lFıqh, die auch das philosophische Fundament der Wissenschaft Fıqh erklärt, die das praktische Gebiet des Islams in Anordnung bringt, ist die Bemühung um die Bewahrung die Gleichgewicht zwischen der Allmacht des Gottes und der Verständlichkeit des Dogmas ist beachtlich. Während die Eschariten als theorisch für eine Belastung über die menschliche Leistungsfähigkeit sind, akzeptieren sie das als praktisch nicht. Und die Mutaziliten lehnen eine Belastung über die menschliche Leistungsfähigkeit, denn sie sehen eine solche Belastung gegensätzlich der Gerechtigkeit. Die Maturiden verstehen unter der Unmöglichkeit einer Belastung über die menschliche Leistungsfähigkeit nicht als eine Notwendigkeit. Nach ihrer Meinung ist eine solche Belastung nicht berechtigt, weil die Gnade des Gottes diese Belastung verhindert. Und auch die Teilung “li aynihî muhal” (Die Unmöglichkeit von sich) und “li gayrihî muhâl” (Die Unmöglichkeit ausser sich), die von Âmidî gemacht worden ist, gilt wirklich zur Aufklärung von diesem Thema sehr als funktionel.
URI: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/143827
http://hdl.handle.net/11452/15643
ISSN: 1301-3394
Koleksiyonlarda Görünür:2006 Cilt 15 Sayı 1

Bu öğenin dosyaları:
Dosya Açıklama BoyutBiçim 
15_1_13.pdf304.27 kBAdobe PDFKüçük resim
Göster/Aç


Bu öğe kapsamında lisanslı Creative Commons License Creative Commons