Bu öğeden alıntı yapmak, öğeye bağlanmak için bu tanımlayıcıyı kullanınız:
http://hdl.handle.net/11452/20039
Başlık: | Dünya politikasında küreselleşme ve Atatürk |
Yazarlar: | Ucuzsatar, Necati Ulunay |
Anahtar kelimeler: | Dünya Küreselleşme Atatürk Modernleşme |
Yayın Tarihi: | 2002 |
Yayıncı: | Uludağ Üniversitesi |
Atıf: | Ucuzsatar, N. U. (2002). ''Dünya politikasında küreselleşme ve Atatürk''. Atatürkçü Bakış, 1(2), 9-23. |
Özet: | Küreselleşmeden Ne Anlıyoruz? Tüm dünyada olduğu gibi; Türkiye'de, üçüncü bin yıl başında, iletişim devrimi ve teknolojinin akıl almaz boyutlara varması nedeniyle, adına ‘küreselleşme’ denilen Batı kaynaklı yeni tür bir gelişimin etkileriyle çalkalanmaktadır. Böyle bir ortamda, 1990’lı yıllardan sonra ortaya çıkan soğuk savaş sonrası dünyanın, haklı olarak, önceki dönemlere kıyasla kayda değer bir şekilde değişik ve farklı olduğunu düşünenler bulunduğu gibi; bunu, Batı kapitalizminin ve modernleşmesinin yükselişi ya da dünya politikalarının, kökten değişikliklerle global esaslara dönüşümü olarak algılayan aydınlar da var. Konuya, yakın tarihten küreselleşmeye ışık tutan bir kısım gelişmelerle girelim. Anımsanacağı üzere; 1980’li yıllardan itibaren, Doğal Bilimler Uzmanı Thomas Kutın’den sonra, dünya politikasının şekillenmesinde ve yürütülmesinde ‘paradigms-örnek listeler” olarak bilinen ‘realizm gerçekçilik’, ‘liberalizm-özgürlükçülük’ ve ‘world-system-dünya sistemi’ adlı üç teorinin etken olduğu tartışılmaya ve gerçeklerin, bu tartışmalarda öne sürülen fikirlerde yattığı söylenmeye başlandı. Dikkati çeken nokta, bu üç teorinin, küreselleşmeyi farklı açılardan görmesiydi . Realistler: “Dünya politikasının asıl aktörleri, bağımsızlıkları yasal olarak onaylanmış devletlerdir. Bu devletler, ulusal çıkarlarını elde etmek için kazanımlarını sürekli biçimde artırma çabası içindedirler. Bu, yeryüzünde başka bir devletin egemen olmasını önleyici askerî güçlere dayanan dış politikaların uygulanmasına ve güç dengelerinin doğmasına yol açar. Küreselleşme, dünya politikasının coğrafi bölümlenme esasıyla ulus devletlerine ve onların bağımsızlığına dayandırılan en seçkin özelliğini ortadan kaldıran bir alternatif değildir. Küreselleşme, bizim sosyal, ekonomik ve kültürel yaşamımızı etkileyebilir; fakat devletlerin bireysel olarak kendi değerleriyle katıldığı uluslararası politik sistemine üstün olamaz. |
URI: | http://hdl.handle.net/11452/20039 |
ISSN: | 1303-6807 |
Koleksiyonlarda Görünür: | 2002 Cilt 1 Sayı 2 |
Bu öğe kapsamında lisanslı Creative Commons License