Bu öğeden alıntı yapmak, öğeye bağlanmak için bu tanımlayıcıyı kullanınız: http://hdl.handle.net/11452/20120
Başlık: Bir Endülüs yahudisinden Osmanlı başdefterdârlığına: Abdüsselâmel-Mühtedî el-Muhammedî ve Risâletü’l-Hâdiye’si üzerine bir araştırma
Diğer Başlıklar: From an Andalusian jew to the Ottoman başdefterdarlık: A studyon Abdussalāmal-Muhtadīal-Muhammadī and his Risālatal-hādiyah
Yazarlar: Aydın, Fuat
Anahtar kelimeler: Osmanlı yahudileri
Reddiyeler
Abdüsselâm el-Mühtedî
Nesḫ
Tahrîf
Tebşîr
Endülüs yahudileri
Ottoman jews
Refutations
Abdussalām al-Muhtadī
Abrogation
Tabshīrat
Andalusian jews
Yayın Tarihi: 18-Eyl-2020
Yayıncı: Bursa Uludağ Üniversitesi
Atıf: Aydın, A. (2020). “Bir Endülüs yahudisinden Osmanlı başdefterdârlığına: Abdüsselâmel-Mühtedîel-Muhammedî ve Risâletü’l-Hâdiye’si üzerine bir araştırma”. Oksident 2(2), 123-164.
Özet: Osmanlı devleti, kendisinden önceki İslam toplumları gibi kuruluşundan yıkıldığı ana kadar çok sayıda dinî ve etnik farklılıkları içinde barındıran bir devlet olmuştur. Başlangıcı Kur’ân’ın inişine kadar götürülen, İslam dışı dinleri (daha çok da aynı dinî geleneği paylaşan Yahudilik ve Hıristiyanlığı) eleştiren ve Hz. Peygamber’in bu dinlerin metinlerinde haber verildiğini ortaya koymaya çalışan bir literatür oluştu. Reddiye literatürü olarak adlandırılan bu gelenek, Osmanlı döneminde de ortaya koyduğu örneklerle varlığını devam ettirdi. On dokuzuncu yüzyıla kadar bu tür metinlerin çok azı Müslümanlar, önemli bir kısmı ise Yahudi ve Hıristiyan kökenli mühtediler tarafından kaleme alınmıştır. Genelde konjonktürel olan bu metinlerden biri de, Başdefterdârlığa kadar yükselen, Endülüs kökenli bir Yahudi mühtedisi olan Abdüsselâm el-Mühtedî tarafından kaleme alınan Risâletü’l-hâdiye adlı risâledir. Eser, Osmanlı Yahudilerinin sayılarının ve toplumsal görünürlüklerin artması bağlamında kaleme alınmıştır. Kendisinden sonra yazılanlar üzerinde önemli bir etkisi görülür. XIX ve XX. Yüzyılda hâlâ kullanılmaya devam eden metin Yahudilikteki neshin varlığını, Hz. Peygamber’in Kitab-ı Mukaddes’te müjdelenmesi ve Tevrat’ın kelimelerinin değiştirilmesi ve ona ilaveler yapılması meselelerini ele alır.
Like the Islamic societies before it, the Ottoman Empire has been a state harboring a significant amount of religious and ethnic differences from its beginning until its collapse. Criticizing the non-Islamic religions (mostly Judaism and Christianity, which share the same religious tradition) is acknowledged to be started with the revealing of the Quran. By time from this critizing a literatüre has emerged that tries to reveal that the prophet was mentioned in the texts of these religions.This tradition, which is called the Reddiye literature, continued its existence in the Ottoman period with the examples it produced. Until the nineteenth century, a significant part n such texts were written by Muslims, and by converts of Jewish and Christian origin. One of these texts which are generally conjunctural, is the Risālat al-hādiyah. It was written by Abdussalām al-Muhtadī, an Andalusian Jewish-Convert Muslimwho rose to the position of Başdefterdâr,in the context of the increase in numbers and social visibility in the Ottoman Jews. It had a significant impact on what was written after him. The text, which was still used in the nineteenth and twentieth centuries, explains the existence of abrogation (nesḫ) in Judaism. It deals with the proclamation (tebşîrât) of the Prophet in the Bible and changing (taḥrîf) the words of the Torah and adding supplements to it.
URI: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1259029
https://doi.org/10.5281/zenodo.4309779
http://hdl.handle.net/11452/20120
ISSN: 2687-2749
Koleksiyonlarda Görünür:2020 Cilt 2 Sayı 2

Bu öğenin dosyaları:
Dosya Açıklama BoyutBiçim 
2_2_1.pdf1.79 MBAdobe PDFKüçük resim
Göster/Aç


Bu öğe kapsamında lisanslı Creative Commons License Creative Commons