Bu öğeden alıntı yapmak, öğeye bağlanmak için bu tanımlayıcıyı kullanınız: http://hdl.handle.net/11452/21900
Başlık: Dini olguları anlama bakımından Wittgenstein’ın ikinci dönem felsefesi
Diğer Başlıklar: Later Wittgenstein’s philosophy in understanding religious phonomenia
Yazarlar: Çetin, İsmail
Gökhan, Yasin
Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dalı/Din Felsefesi Bilim Dalı.
0000-0002-6289-0876
Anahtar kelimeler: İdealist felsefe
Analitik felsefe
Metafiziğin elenmesi
Gündelik dil felsefesi
Dini olgu
Idealist philosophy
Analytical philosophy
Elimination of metaphysic
Ordinary language philosophy
Religious phenomenon
Yayın Tarihi: 10-Haz-2021
Yayıncı: Bursa Uludağ Üniversitesi
Atıf: Gökhan, Y. (2021). Dini olguları anlama bakımından Wittgenstein’ın ikinci dönem felsefesi. Yayınlanmamış doktora tezi. Bursa Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Özet: Analitik felsefeye göre idealist felsefe bilgilendirmekten ziyade biçimlendirici ve normatiftir. Gerçek hayattaki tüm kesinsizlikler ve tutarsızlıklar yok sayılır. Somut insan ve sorunları değil, evrensel insan (kendinde varlık) muhatap alınır: mutlak bir kesinlik ve bütünsel tutarlılık arayan saf akıl yegâne evrensel değer kabul edilir. Platon'dan Descartes'e, Descartes'ten Hegel'e idealist felsefenin tek derdi (canlı bir sözün yankısı olmak yerine) evrensel bir dogma arayışından ibarettir. 2500 yıllık bu felsefi yaklaşıma tepki olarak doğan analitik felsefe, canlı bir oluş dünyası hakkında bilgi iddiasında bulunan sabit ve durağan ontolojik ve epistemolojik yapılara karşı gelişen bir eleştirel felsefe paradigmasıdır. Analitik felsefeye göre sonsuzca değişken ve olumsal bir dünyanın bilgisi de doğal olarak dinamik ve dolayısıyla müphem olmak durumundadır. Çünkü dinamik olmayan bilgi, aslına uygun olmadığı için daha en baştan tutarsız ve geçersizdir. Oysa doğası gereği bilgi hayattaki olumsallığı mumyalamak durumundadır. Wittgenstein bu paradoksu aşmak için yöntem olarak ‘felsefî teorileri’ değil, “felsefî soruşturmalar”ı seçmekte; soyut bilgiye dayalı ‘açıklama’yı değil, somut yaşam endeksli dinamik ‘anlama’yı esas alan bir ‘gündelik dil felsefesi’ paradigması önermektedir.
According to analytical philosophy, idealist philosophy is formative and normative rather than informative. All uncertainties and inconsistencies in real life are ignored. The universal man (being in himself) is addressed, not the concrete man and his problems: pure reason seeking absolute certainty and total consistency is accepted as the only universal value. From Plato to Descartes, from Descartes to Hegel, idealistic philosophy had only one concern (rather than an echo of a living word) in the search for a universal dogma. Analytical philosophy, which emerged as a reaction to this philosophical approach of 2500 years, is a critical philosophical tradition that develops against fixed and static ontological and epistemological structures that claim knowledge about a living world of being. According to analytical philosophy, knowledge of an infinitely variable and contingent world must naturally be dynamic and ambiguous. Because, non-dynamic information is inconsistent and invalid from the very beginning because it is not fidelity. Yet knowledge, by its very nature, has to embalm the contingency in life. Wittgenstein chooses "Philosophical Investigations", not "philosophical theories", as a method to overcome this paradox; It proposes a "philosophy of ordinary language" paradigm based on not "explanation" based on soft information, but on dynamic "understanding" based on concrete life.
URI: http://hdl.handle.net/11452/21900
Koleksiyonlarda Görünür:Sosyal Bilimler Doktora Tezleri / PhD Dissertations

Bu öğenin dosyaları:
Dosya Açıklama BoyutBiçim 
Yasin_GÖKHAN.pdf1.6 MBAdobe PDFKüçük resim
Göster/Aç


Bu öğe kapsamında lisanslı Creative Commons License Creative Commons