Bu öğeden alıntı yapmak, öğeye bağlanmak için bu tanımlayıcıyı kullanınız: http://hdl.handle.net/11452/25839
Başlık: Künt toraks travmasında metilprednizolon ve N-asetilsistein’in etkinliğinin araştırılması
Diğer Başlıklar: Investigation of the effectiveness of methylprednisolone and N-acetylcysteine in blunt thoracic trauma
Yazarlar: Özyener, Fadıl
Salcı, Hakan
Bursa Uludağ Üniversitesi/Sağlık Bilimleri Enstitüsü/Tıp Fakültesi/Fizyoloji Anabilim Dalı.
0000-0001-6548-8754
Anahtar kelimeler: Künt toraks travması
Kan gazı
Biyobelirteç
Sürfaktan
Histopatoloji
Metilprednizolon
N-asetilsistein
Blunt thoracic trauma
Blood gas
Biomarker
Surfactant
Histopathology
Methylprednisolone
N-acetylcysteine
Yayın Tarihi: 24-Şub-2022
Yayıncı: Bursa Uludağ Üniversitesi
Atıf: Salcı, H. (2022). Künt toraks travmasında metilprednizolon ve N-asetilsistein’in etkinliğinin araştırılması. Yayınlanmamış doktora tezi. Bursa Uludağ Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü.
Özet: Çalışmada, künt toraks travması (KTT) oluşturulan sıçanların tedavisinde metilprednizolon ve N-asetilsistein’in etkinliği kan ve doku örnekleri incelenerek araştırıldı. Sıçanlar (n=24) 4 gruba (n=6) ayrıldı. Grup 1’de (GR1) sadece KTT yapıldı. KTT sonrası GR2’de metilprednizolon; GR3’te N-asetilsistein ve GR4’te metilprednizolon + N-asetilsistein tedavisi uygulandı. KTT öncesi ve sonrası 120. dakikada tüm grupların; 7 günlük tedavi sonrası GR2, GR3 ve GR4’ün arteriyel kan gazları, plazma biyobelirteçleri ve sürfaktan (SF) analizleri yapıldı. Sakrifikasyon sonrası akciğer doku histopatalojisi incelendi. Verilere istatistik uygulandı. KTT sonrası tüm gruplarda SpO2 düşüktü. GR1’de sadece pCO2’de anlamlı yükselme saptandı (p=0,017). IL-6, KTT sonrası tüm gruplarda yükselirken, tedavi sonrası sadece GR4’te istatistiksel anlamlı olmayan azalma gösterdi. Tedavi sonrası tüm gruplarda yükselen IL-8’in gruplar arası karşılaştırmasında da anlamlı fark saptandı (p=0,037). D-Dimer düzeyi, KTT sonrası GR1 ve GR4’te, tedavi sonrasında da GR2 ve GR4’te yüksekti. D-Dimer için ölçüm zamanları yönünden tedavi sonrası GR2 ve GR3 arasında anlamlı fark görüldü (p=0,015). VEGF’te, KTT sonrası tüm gruplarda, tedavi sonrası ise sadece GR3’te anlamlı olmayan bir yükselme saptandı. SF-A KTT sonrası GR1’de, SF-B tedavi sonrası tüm gruplarda yüksek; SF-C, GR1’e göre tüm tedavi gruplarında düşük; SF-D, GR1’e göre GR3’te daha düşük bulundu. SF düzeylerinin genel karşılaştırmasında sadece SF-C düzeyinde anlamlı fark vardı (p=0,039). Alveol parçalanması GR1 ile GR4 (p=0,028), mononükleer hücre infiltrasyonu GR1 ile GR3 ve GR4 (p=0,007) arasında anlamlı fark gösterdi. Sonuçta, KTT tedavisinde metilprednizolon etkinliğinin N-asetilsisteine göre daha yüksek olduğu, her ikisinin birlikte kullanılmasında belirgin bir fark oluşmadığı gözlenmiştir. Ancak, doz uygulamalarının çeşitlendirilmesi, örnek alma zamanlarının uzun dönemli ve sık yapılabilmesi halinde daha anlamlı sonuçlara ulaşılabilir.
In the study, the effectiveness of methylprednisolone and N-acetylcysteine in the treatment of rats with blunt thoracic trauma (KTT) was investigated by examining blood and tissue samples. Rats (n=24) were divided into 4 groups (n=6). Only KTT was performed in group 1 (GR1). After KTT, methylprednisolone in GR2; N-acetylcysteine in GR3 and methylprednisolone + N-acetylcysteine treatment in GR4 was applied. At 120 minutes before and after KTT, all groups; After 7 days of treatment, arterial blood gases, plasma biomarkers and surfactant (SF) analyzes of GR2, GR3 and GR4 were performed. Lung tissue histopathology was examined after sacrification. Statistics were applied to the data. SpO2 was low in all groups after KTT. A significant increase was found only in pCO2 in GR1 (p=0.017). While IL-6 increased in all groups after KTT, it showed a statistically insignificant decrease only in GR4 after treatment. A significant difference was also found in the comparison of IL-8, which increased in all groups after treatment, between groups (p=0.037). D-Dimer levels were high in GR1 and GR4 after KTT and in GR2 and GR4 after treatment. There was a significant difference between GR2 and GR3 after treatment in terms of measurement times for D-Dimer (p=0.015). A non-significant increase in VEGF was detected in all groups after KTT and only in GR3 after treatment. SF-A was high in GR1 after KTT, and SF-B was high in all groups after treatment; SF-C was lower than GR1 in all treatment groups; SF-D was found to be lower in GR3 than GR1. In the general comparison of SF levels, there was a significant difference only in SF-C level (p=0.039). Alveolar fragmentation showed a significant difference between GR1 and GR4 (p=0.028), mononuclear cell infiltration GR1 with GR3 and GR4 (p=0.007). As a result, it was observed that the efficacy of methylprednisolone was higher than N-acetylcysteine in the treatment of KTT, and there was no significant difference when they were used concomitantly. However, more meaningful results can be achieved if the dose applications are diversified and the sampling times can be collected longer-term and more often.
URI: http://hdl.handle.net/11452/25839
Koleksiyonlarda Görünür:Sağlık Bilimleri Doktora Tezleri / PhD Dissertations

Bu öğenin dosyaları:
Dosya Açıklama BoyutBiçim 
Hakan_Salcı.pdf1.73 MBAdobe PDFKüçük resim
Göster/Aç


Bu öğe kapsamında lisanslı Creative Commons License Creative Commons