Bu öğeden alıntı yapmak, öğeye bağlanmak için bu tanımlayıcıyı kullanınız: http://hdl.handle.net/11452/29233
Başlık: Descartes Felsefesi’nde ruhun yeri
Diğer Başlıklar: The place of the soul in the Philosophy of Descartes
Yazarlar: Ürek, Ogün
Ertuğrul, Serap
Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Felsefe Anabilim Dalı/Sistematik Felsefe Anabilim Dalı.
0000-0002-8491-4680
Anahtar kelimeler: Ruh
Epifiz bezi
Şüphe
Düşünmek
Tanrı
İde
Töz
Özgürlük
Ahlâk
Bedenin fonksiyonları
Ruhun fonksiyonları
The soul
The pineal gland
Doubt
Think
God
Freedom
Morality
The functions of the body
Yayın Tarihi: 27-Tem-2022
Yayıncı: Bursa Uludağ Üniversitesi
Atıf: Ertuğrul, S. (2022). Descartes Felsefesi’nde ruhun yeri. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi. Bursa Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Özet: Descartes, felsefesini üzerine temellendireceği kesin ve kendisinden şüphe edilmez şeyi ararken; ‘’düşünüyorum, o hâlde varım’’ önermesinin çıkarımı olarak var olmasaydık şüphe de edemeyeceğimizi belirterek, özü düşünme olan ruhu felsefesinin ilkesi olarak temellendirmiştir. Descartes bununla birlikte, töz için, var olmak için kendinden başka bir şeye ihtiyaç duymayan şeyi kastederek; ruha tözsellik atfetmiştir. Bu tözsellik, ruhun bedene ihtiyaç duymadan var olabileceği düşüncesinden kaynaklanmaktadır. Nitekim Descartes, ruhun özünü düşünme, bedenin özünü yer kaplama olarak belirleyerek; ruhun var olmak için bir yere ihtiyacı olmadığını belirtmiştir. Ancak Descartes, ruh ile bedenin etkileşime girdiği ‘’yer’’ olarak beyinde bulunan epifiz bezini işaret etmiş; böylelikle ruha beyinde fizyolojik bir yer atfetmiştir. Bu durum Descartes felsefesinde bir çelişki olarak görülebilmektedir. Bu tez, bu çelişkiyi gösterme doğrultusunda üç bölümden oluşmuştur: Tezin Birinci Bölümü’nde bir bütün olarak Descartes’ın felsefesi ele alınmış; böylece sistematik bir şekilde kurguladığı kavramları aracılığıyla onun düşünce sistemi gösterilmeye çalışılmıştır. İkinci Bölüm’de Descartes’ın ruh kavramı ön plana çıkarılmış; ruhun bedenle ilişkisindeki üstünlüğü vurgulanmıştır. Üçüncü Bölüm’de Descartes’ın ruh ve beden arasındaki fizyolojik ayrımlardan hareketle ortaya koyduğu ‘’ruhun yeri’’ açıklanmıştır. Tezin Sonuç Bölümü’nde ise Descartes’ın, iki farklı alan olan felsefe ile bilimin nesnelerini aynı görerek; indirgemeci ve önyargılı bir bakış ile sistemini inşa etmiş olduğu değerlendirilmiştir. Nitekim Descartes’ta felsefe-bilim ayrımı diye bir ayrım söz konusu olmamakla birlikte; bir iç içelik söz konusudur. Bu da ‘’ruhun yeri’’ gibi bir söylemle tutarlı kalmak adına Descartes’ı önceden söyledikleriyle çelişen bir duruma sokmuştur.
Descartes, while looking for something that is certain that he will base his philosophy on and that is not doubted by him; stating that we could not doubt if we did not exist as an inference of the proposition ‘I think, then I exist’, based the soul, the essence of which is thinking, as the principle of his philosophy. Descartes, however, for töz, referring to what does not need anything other than himself to exist; he attributed tözsel to the soul. This specificity is due to the idea that the soul can exist without the need for the body. As a matter of fact, Descartes stated that the soul does not need a place to exist by thinking about the essence of the soul and determining the essence of the body as a covering. However, Descartes pointed to the pineal gland located in the brain as the ‘place’ where the soul and the body interact; thus, he attributed a physiological place in the brain to the soul. This situation can be seen as a contradiction in the philosophy of Descartes. In order to illustrate this contradiction, this thesis has been composed of three parts: In the First Part of the thesis, Descartes' philosophy as a whole was discussed; thus, his system of thought was tried to be shown through the concepts that he had systematically constructed. In the Second Chapter, Descartes' concept of the soul is brought to the forefront; the superiority of the soul in its relationship with the body is emphasized. In the Third Chapter, Decartes' ‘the place of the soul’, which he revealed based on the physiological differences between the soul and the body, is explained. In the Conclusion Section of the thesis, it is evaluated that Descartes built his system by considering the objects of philosophy and science, which are two different fields, the same; with a reductionist and biased point of view. As a matter of fact, although there is no such distinction as the philosophy-science distinction in Descartes, there is an inner wisdom. This put Descartes in a situation where he contradicted what he had previously said in order to remain consistent with a discourse such as ’the place of the soul"
URI: http://hdl.handle.net/11452/29233
Koleksiyonlarda Görünür:Sosyal Bilimler Yüksek Lisans Tezleri / Master Degree

Bu öğenin dosyaları:
Dosya Açıklama BoyutBiçim 
Serap_Ertuğrul.pdf1.29 MBAdobe PDFKüçük resim
Göster/Aç


Bu öğe kapsamında lisanslı Creative Commons License Creative Commons