Bu öğeden alıntı yapmak, öğeye bağlanmak için bu tanımlayıcıyı kullanınız: http://hdl.handle.net/11452/32320
Başlık: Bursa'nın kentsel gelişim sürecinde merkez yapısının analizi
Yazarlar: Ertürk, Hasan
Üstündağ, Nilüfer Arda
Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Kamu Yönetimi Anabilim Dalı.
Anahtar kelimeler: Bursa
Kentsel gelişim süreci
Merkez yapı
Yayın Tarihi: 1999
Yayıncı: Uludağ Üniversitesi
Atıf: Üstündağ, N. A. (1999). Bursa'nın kentsel gelişim sürecinde merkez yapısının analizi. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi. Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Özet: İnsanoğlu, tarım devrimi sonunda yerleşik düzene geçerek birlikte yaşamaya başlamış, ilk yerleşme ve kentleri oluşturmuştur. Antik çağlardan bu yana kent merkezleri ve meydanlar, sosyal, ekonomik ve idari odak olmaları sebebiyle kentin en önemli, en dinamik ve en yoğun alanları olmuştur. Çünkü kentlerin varoluş sebepleri ekonomik faaliyetlerdir ve kente kimliğini veren bu merkez ve ticari alanlardır. Endüstri devrimi sonrasında basit kent formu değişmeye başlamıştır. Bu değişim kentin işlevsel ve yapısal görünümünü dolaysız biçimde etkilemiş ve kentsel alanda hızlı bir "gelişim ve değişim" sürecini başlatmıştır. Bu dönemde, özellikle devingen bir yapıya sahip olan kentler, doğal nüfus artışının yanı sıra, göçlerin de etkisiyle, güçlü birer çekim odağı haline gelmişlerdir. Demografik yapıda gözlenen hızlı gelişim, ülke düzeyinde yerleşme dokularının değişmesine neden olmuştur. Kentlerin sürekli olarak büyümesine karşın, kırsal yerleşmeler etkinliklerini yitirmeye başlamışladır. Üretim teknolojisinin gelişimi, Rönesans döneminde fakirleşen insanları kent içindeki üretim odaklarına çekmiştir. Göçlerle büyüyen kent nüfusu, kent merkezinde yoğunluk ve kargaşaya neden olmuştur. Ulaşım teknolojilerindeki gelişimse üretim ve çalışan nüfus yoğunluğunun kent çeperine taşınmasına olanak sağlamıştır. Böylece kent yayılmaya başlamıştır. İletişim teknolojisindeki gelişmelerle ticaret ve iş alanlarında alt merkezlerde yerel yatırımlarla büyümekte ve kent çok merkezli bir forma doğru gitmektedir. Artık kent sadece büyük bir kent değil, karmaşık ve farklı bir yapıya sahiptir. Kent çeperlerinden merkeze günlük gidiş-gelişler ve iş gücünün uzmanlaşması metropoliten kentin karakteristiğidir. Metropoliten kent merkezinin çekim alanı geniştir ve değişkendir. Metropol alanda kentsel fonksiyonlar ve sosyal sistemlerin organize ve örgütlü olması, kontrol edilebilirliği gerekmektedir. Tarımda modernleşme ve otomasyon-makinalaşma sayesinde 1. ve 2. sektör işgücü 3. sektör -hizmet sektörüne -kaymıştır. Gelişmiş ülke metropollerinde nüfusun %5'i tarımla uğraşırken %60'dan fazlasının hizmetler sektöründe istihdamı sağlanmıştır. Bununla beraber 3. sektörün ekonomi içindeki gelir payında da artış görülmüştür. Bu noktada, nicel farklılaşmayı hızlandıran etmenler, hiç kuşkusuz kentin çekiciliğini arttıran potansiyellerdir. Kentin sosyo-ekonomik yapısını biçimlendiren, neden olduğu işlevsel uzmanlaşmanın sonucu olarak, mekansal ayrışmayı hızlandıran sanayi, aslında hizmet sektörünün gelişimini ve kentsel mekan organizasyonunda etkin bir rol oynamasını da sağlamıştır. Kentlerde, nüfus, iş yerlerinin dağılımı ve yoğunluğu, merkezileşme ve yayılma, politikalar, ulaşım özellikleri arazi kullanışını etkilemektedir. Kentlerin sahip olduğu dinamikler gelişim sürecinde farklı sorunları gündeme getirmektedirler. Nüfus artışı kentlerde yeni konut alanlarına olan talebi arttırırken düşük gelirliler için konut alanlarının devamlı olarak geri plana itilmesi kentsel bütünleşme güçlüğünü ortaya çıkarmaktadır.
URI: http://hdl.handle.net/11452/32320
Koleksiyonlarda Görünür:Sosyal Bilimler Yüksek Lisans Tezleri / Master Degree

Bu öğenin dosyaları:
Dosya Açıklama BoyutBiçim 
SOY_00898.pdf
  A kadar 2099-12-31
6.24 MBAdobe PDFGöster/Aç Bir kopya isteyin


Bu öğe kapsamında lisanslı Creative Commons License Creative Commons