Gastroözefageal reflü şikâyeti ile başvuranlarda kabızlık, kabızlık şikayeti ile başvuranlarda ise gastroözefageal reflü birlikteliğinin araştırılması

Abstract

AMAÇ: Çalışmadaki amacımız iki fonksiyonel gastrointestinal sistem hastalığı olan Gastroözefageal reflü (GÖR) ve fonksiyonel kabızlığın birlikteliğine dikkat çekmek, bu alanda yapılacak daha detaylı ve kapsamlı çalışmalara katkı sağlamak ve hekimlerin bu hastalıklardan biri görüldüğünde diğerinin 1/3 gibi yüksek oranda görülmesinin farkındalığını arttırarak tanıyı erken koymak, hastaların tedavi başarılarısı ve yaşam kalitesini arttırmaktır. GEREÇ VE YÖNTEM: Çalışmaya Ocak 2022 ile Aralık 2022 tarihleri arasında Bursa Uludağ Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Hastanesi Çocuk Gastroenteroloji polikliniğine Kabızlık, Reflü veya her iki yakınma ile ayaktan başvuran ve değerlendirme sonrası fonksiyonel kabızlık ve/veya GÖR tanısı alan 2 yaş-18 yaş arasındaki 104 pediatrik hasta dahil edildi. Kronik sistemik organik hastalığı olan ve gastrointestinal operasyon geçiren hastalar çalışmaya dahil edilmedi. Gastroözefageal reflü hastalığı (GÖRH) tanısı klinik ve/veya endoskopi, sintigrafi, ph metre, kontrastlı özefagografi gibi tanı tetkikleri yapılarak, kabızlık tanısı ise ROMA IV kriterlerine göre koyuldu. BULGULAR: Çalışmamıza toplam 104 hasta dahil edildi. Hastaların %60’ı kız (n:62), %40’ı erkek (n:42) idi. 104 hastadan 63’üne (%60,6) primer reflü, 41’ine (%39,4) ise primer kabızlık tanısı koyulmuştur. Primer reflü tanısı alanların %28,6’sında kabızlık, primer kabızlık tanısı alanların ise %24,4’ünde hem reflü hem kabızlık birlikte görüldüğü saptandı ancak istatistiksel olarak anlamlı değildi (p=0,64). Çalışmamıza katılan tüm hastalarda en sık reflü yakınması %54,8 (n:57) ile epigastrik ağrı olurken, ikinci en sık geğirme %49 (n:51), üçüncü ise %45,2 (n:47) regürjitasyon olarak saptanmış olup bu üçü arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmadı. Çalışmaya katılan ve reflü tanısı alan hastaların %34,9 unda tanı klinik olarak koyulmuş olup ek bir tanı testi kullanılmamıştır. Reflü tanısı alan hastaların %65,1 inde ise en az bir tanı testi yapılmıştır. SONUÇ: Yaptığımız çalışmada her ne kadar reflü ve kabızlık birlikteliği arasında istatistiksel anlam bulunmasa da, 1/3 hastada birliktelik olması hastaların tanı anında her iki hastalık açısından sorgulanması gerektiğini göstermesi açısından önemli bir sonuçtur.

AIM: The study’s aim is to draw attention to the coexistence of Gastroesophageal reflux (GER) and functional constipation, which are two functional gastrointestinal system diseases, to contribute to more detailed and comprehensive studies to be made in this field, and to increase the awareness of physicians that both diseases are seen at a high rate of 1/3, if one of this disease to diagnose patients early, to provide treatment improvement of their success and quality of life. MATERIALS AND METHODS: The study included 104 pediatric patients aged 2 years to 18 years, who applied to Bursa Uludağ University Health Application and Research Center Hospital Pediatric Gastroenterology outpatient clinic with constipation, reflux or both complaints between January 2022 and December 2022 and were diagnosed with functional constipation and/or GER after evaluation. was included. Patients with chronical organic systemic disease and gastrointestinal operations were not included in the study. The diagnosis of gastroesophageal reflux disease (GERD) was made by clinical and/or diagnostic tests such as endoscopy, scintigraphy, pH meter, esophagography whit contrest material and the diagnosis of constipation was made according to the ROMA IV criteria. RESULTS: 104 patients were included in our study. 60% of the patients were female (n:62), 40% were male (n:42). Out of 104 patients, 63 (60,6%) were diagnosed with primary reflux, and 41 (39,4%) with primary constipation. It was found that both reflux and constipation were seen together in 28,6% of those diagnosed with primary reflux and 24,4% of those diagnosed with primary constipation, but it was not statistically significant (p=0,64). In all patients participating in our study, the most common complaint of reflux was epigastric pain with a rate of 54,8% (n: 57), while the second most common was burping found to be 49% (n: 51) and the third was regurgitation in 45,2% (n: 47). There was no statistically significant difference between each other. In 34,9% of the patients who participated in the study and were diagnosed with reflux, the diagnosis was made clinically and no additional diagnostic test was used. At least one diagnostic test was performed in 65,1% of patients diagnosed with reflux. CONCLUSION: In this study, we could not find statistical significance between the coexistence of reflux and constipation, but the coexistence in 1/3 of the patients achieved an important result in terms of showing that the patients should be questioned in terms of both diseases at the time of diagnosis.