Meme kanserinde nörovasküler invazyonla uzak metastaz arasındaki korelasyon

Abstract

Amaç: Bu çalışmada meme tümörlerinin histopatolojik özelliklerinden olan; lenfatik invazyon , vasküler invazyon ve perinöral invazyon varlığı ile, uzak metastaz gelişme riski ve uzak metastazın yerini öngörebilme ilişkisi araştırılmıştır. Gereç ve yöntem: Ocak 1995- Aralık 2000 tarihleri arasında, kliniğimizde meme kanseri nedeni ile opere edilen 403 hastanın kayıtları ve patoloji raporları incelendi. Lenfatik invazyon, vasküler invazyon ve perinöral invazyon (+) olanlarla, uzak metastaz saptanan olgular arasında korelasyon "lojistik regresyon analizi" kullanılarak araştırıldı. p<0.05 değeri anlamlı olarak kabul edildi. Bulgular: Olgularımızın 249'unda (%61,78) uzak metastaz saptandı. Lenfatik invazyon, 182 olguda, 134 olguda vasküler invazyon ve 105 olguda perinöral invazyon saptandı. Tek değişkenli analizde; lenfatik damar invazyonu kemik, akciğer, karaciğer ve beyin metastazı riskini artırdığı görüldü. Vasküler invazyon ve perinöral invazyon ise kemik, akciğer, karaciğer metastaz riskini artırmakta, beyin metastazı riskini artırmamaktaydı. Çok değişkenli analizde; uzak organ metastaz riski lenfatik+ vasküler+ perinöral invazyon (Odd's oranı 6,7; p<0,0001), lenfatik invazyon (Odd's oranı 4,8; p<0,007), vasküler invazyon (Odd's oranı 2,0; p<0,05), uzak metastaz gelişme riski açısından bağımsız risk faktörleri olarak bulundu. Perinöral invazyon olanlarda uzak metastaz için anlamlı bir risk artışı yoktu. Sonuç: Meme kanserinde incelenen parametreler içinde lenfatik damar invazyonu varlığı uzak organ metastazı riskini en fazla artıran parametredir. Vasküler invazyon yalnızca akciğer metastazı riskini artırırken, perinöral invazyon ile uzak metastaz gelişimi arasında bir korelasyon bulunamamıştır. Lenfatik invazyonu olan olgularda daha sıkı takip programları geliştirilmeli ve bu olgularda agresif sistemik tedavi protokollerinin uygulanıp uygulanmaması sorusuna yeni yapılacak prospektif randomize çalışmalarla cevap aranmalıdır.

Purpose: The aim of this study is to predict disease free survival, risk of distant metastases and localization of the distant metastases according to the histopathological parameters (lymphatic, vascular, perineural invasions) and also to guide the appropriate treatment. Material and Method: The records and pathology reports of 403 patients operated due to breast carcinoma in our clinic between January 1995 and December 2000 were examined. Correlation between lymphatic, vascular and perineural invasions and distant metastasis is analyzed by using "logistic regression method". p<0,05 was accepted as significant. Results: Distant metastasis occurred in 249 (61,78%) patients. Lymphatic, vascular and perineural invasions were found in 182, 134 and 105 patients, respectively. Univariate analysis concluded that lymphatic vessel invasion increased the risk of bone, liver, lung and cerebral metastases. Vascular and perineural invasion increased the risk of liver, bone and lung but not cerebral metastases. Multivariate analysis concluded that lymphatic+ vascular+ perineural invasions (OR:6,7; p<0,0001), lymphatic invasion (OR:4,8; p<0,007) and vascular invasion (OR:2,0; p<0,05) were independent risk factors for occurrence of distant metastasis. Perineural invasion did not change the risk of distant metastasis. Conclusion: For breast cancer, lymphatic vessel invasion was the most significant factor associated with an increase in distant metastasis risk. Vascular invasion increased just the chance of lung metastasis whereas no significant correlation between perineural invasion and distant metastasis was found. Much closer follow-up schedules should be constructed for patients with breast tumors that have lymphatic vessel invasion and new study protocols should be planned to answer the question whether aggressive systemic treatment methods should be performed in these patients.