Bu öğeden alıntı yapmak, öğeye bağlanmak için bu tanımlayıcıyı kullanınız: http://hdl.handle.net/11452/5053
Başlık: Kardiyak cerrahide nazogastrik sonda kullanımının postoperatif bulantı kusma üzerine etkisi
Diğer Başlıklar: The effect of nasogastric tube usage on postoperative nausea and vomiting ın cardiac surgery
Yazarlar: Gören, Suna
Şentürk, Sinem
Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı.
Anahtar kelimeler: Postoperatif bulantı-kusma
Nazogastrik sonda
Kardiyak cerrahi
Postoperative nausea and vomiting
Nasogastric intubation
Cardiac surgery
Yayın Tarihi: 2015
Yayıncı: Uludağ Üniversitesi
Atıf: Şentürk, S. (2015). Kardiyak cerrahide nazogastrik sonda kullanımının postoperatif bulantı kusma üzerine etkisi. Yayınlanmamış uzmanlık tezi. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi.
Özet: Postoperatif bulantı-kusma (POBK) genel anestezinin en sık görülen yan etkilerinden birisidir. Kardiyak cerrahi hastalarında daha sık görülmekte ve postoperatif morbiditenin önemli bir sebebi olabilmektedir. Çalışmamızda kardiyak cerrahi hastalarında, POBK'yı etkileyen faktörleri ve nazogastrik (NG) sonda ile mide dekompresyonunun POBK üzerine etkisini retrospektif olarak araştırmayı planladık. Etik kurul onayı alındıktan sonra 18 yaş ve üzeri, ASA I-II-III, elektif kardiyak cerrahi uygulanan 296 hasta çalışmaya alındı. 196 hastaya NG sonda uygulanmış (Grup NG); 100 hastaya uygulanmamıştı (Grup K). Gruplar arasında demografik özellikler, yandaş hastalıklar, preoperatif ve postoperatif ilaç tedavileri, cerrahi özellikleri, ekstübasyon zamanları ve oral alım zamanları benzerdi. Tüm olgularda ilk 24 saatte POBK sıklığı sırasıyla %32.4,%16.6 olarak saptandı. Postoperatif bulantı için kadın cinsiyet, sigara içmeme, NG yokluğu, postoperatif kullanılan opioidler risk faktörleri olarak bulundu (sırasıyla p=0.005, p=0.023, p<0.001, p=0.033). Bulantı sıklığını sigara içmeme 1.9, NG yokluğu 4.38 ve postoperatif opioid kullanımı ise 1.89 kat artırmakta idi. Postoperatif kusma için belirlenen risk faktörleri ise genç yaş, kadın cinsiyet, sigara içmeme, NG yokluğu, kapak cerrahisi olarak bulundu (sırasıyla p=0.026, p<0.001, p=0.016, p=0.008, p=0.013). Kusması olan hastalarda yoğun bakımda kalış süresinin arttığı gözlendi (p=0.012). Kusma sıklığını kadın cinsiyet 2.35, NG yokluğu 3.01 kat artırmakta idi. Grup K'da Grup NG'ye göre ekstübasyon sonrası ilk 12 saatte bulantı ve kusma sıklığı anlamlı olarak yüksek saptandı (sırasıyla p<0.001, p=0.008). Bulantı şiddeti ise benzer bulundu. Antiemetik profilaksi uygulanmayan hastalardan NG sonda takılmamış olanlarda antiemetik ihtiyacının daha fazla olduğu gözlendi (sırasıyla %26.2,%12.6,p=0.046). Ayrıca Grup K'da postoperatif yoğun bakımda kalış süresi artmış bulundu (p=0.011). Sonuç olarak kardiyak cerrahi hastalarında NG sonda uygulamasının POBK sıklığını ve antiemetik tedavi gereksinimini azalttığı kanısındayız.
Postoperative nausea and vomiting (PONV) is one of the most common side effects of general anesthesia. It is seen more often in patients who underwent cardiac surgery and could be an important cause of postoperative morbidity. In our study, we aimed to research retrospectively the factors that effect PONV and the effect of gastric decompression by nasogastric (NG) tube on PONV in cardiac surgery patients. After obtaining approval from the Ethics Committee, 296 patients who were 18 years and older, were classified ASA I-II-III, underwent elective cardiac surgery were included to the study. NG tube was applied on 196 (Group NG) and was not applied on 100 patients (Group K). Demographic data, comorbidities, preoperative and postoperative medications, surgical properties, extubation times and oral intake times were similar for the groups. In the entire study population, the incidence of PONV in the first 24 hours was 32.4%, 16.6% in Group K, Group NG, respectively. For postoperative nausea, female gender, not smoking, absence of NG, postoperative opioid usage were found as risk factors (p=0.005, p=0.023,p<0.001,p=0.033 respectively). The frequency of nausea was increased 1.9 times with being a nonsmoker, 4.38 times with absence of NG tube and 1.89 times with opioids used postoperatively. The risk factors for postoperative vomiting were found as young age, female gender, not smoking, absence of NG, valve surgery (p=0.026, p<0.001, p=0.016, p=0.008, p=0.013 respectively). It was observed that the length of stay in intensive care unit increased in patients who vomitted (p= 0.012). The frequency of vomiting was increased 2.3 times with female gender, 3.01 times with absence of NG tube. The frequency of nausea and vomitting in the first 12 hours after extubation was significantly higher in Group K compared to Group NG (p<0.001, p= 0.008, respectively). The intensity of nausea was similar. The requirement of antiemetic medication was higher in patients who did not received antiemetic prophylaxis and a NG tube (26.2%, 12.6% respectively, p= 0.046). In addition, the length of stay in intensive care unit was increased in Group K compared with Group NG (p= 0.011). In conclusion, we believe that the application of NG reduces the frequency of PONV and the requirement of antiemetic medication in cardiac surgery patients.
URI: http://hdl.handle.net/11452/5053
Koleksiyonlarda Görünür:Tıpta Uzmanlık / Specialization in Medicine

Bu öğenin dosyaları:
Dosya Açıklama BoyutBiçim 
377055.pdf831.43 kBAdobe PDFKüçük resim
Göster/Aç


Bu öğe kapsamında lisanslı Creative Commons License Creative Commons