Bu öğeden alıntı yapmak, öğeye bağlanmak için bu tanımlayıcıyı kullanınız: http://hdl.handle.net/11452/6545
Başlık: Romatoid artritli 350 vakanın klinik, laboratuvar ve demografik özelliklerinin retrospektif analizi
Diğer Başlıklar: Retrospective analysis of clinic, laboratoary and demographic features of 350 patients with rheumatoid arthritis
Yazarlar: Yurtkuran, Mustafa
Karabulut, Yusuf
Uludağ Üniversitesi/Tıp Fakültesi/İç Hastalıkları Anabilim Dalı/Romatoloji Bilim Dalı.
Anahtar kelimeler: Romatoloji
Rheumatology
Artrit-romatoid
Arthritis-rheumatoid
Demografi
Demography
Retrospektif çalışmalar
Retrospective studies
Yayın Tarihi: 2012
Yayıncı: Uludağ Üniversitesi
Atıf: Karabulut, Y. (2012). Romatoid artritli 350 vakanın klinik, laboratuvar ve demografik özelliklerinin retrospektif analizi. Yayınlanmamış uzmanlık tezi. Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi.
Özet: Romatoid Artrit (RA) etyolojisi belli olmayan, kronik inflamatuvar sistemik bir hastalıktır. RA'da temel olarak kalıcı eklem inflamasyonu, ilerleyici eklem hasarı ve fonksiyonel bozulma söz konusudur. Sinovyal eklemlerde ortaya çıkan ve ilerleyen inflamasyon, uzun dönemde sinovyada pannus formasyonu oluşturarak kıkırdak, kemik doku ve komşu diğer dokularda yıkıma ve sonuçta da eklem deformasyonlarına yol açar. Çalışmamızın amacı Güney Marmara bölgesinde yaşayanlarda ortaya çıkan RA'nın klinik, laboratuar ve demografik karakterini tanımlamaya çalışmak ve bunun diğer bölgelerle olan varsa klinik farklılıklarını ortaya koymaktır.Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Romatoloji Polikliniğinde 2000-2012 tarihleri arasında Amerikan Romatoloji Koleji (ACR) 1987 ve 2012 yılında yenilediği RA tanı kriterlerine göre tanı almış 350 RA'lı olgu çalışmaya alındı. Çalışmaya dahil edilen olguların dosyalarına hastanemizde kullanılan elektronik arşivleme sistemi olan Avicenna işletim sisteminden geriye dönük olarak ulaşıldı. Kayıtlı hasta dosyasında eksiklik tespit edildiği durumda ise hastaların poliklinik kontrolleri sırasında yüz yüze görüşme yapılarak eksik olan anemnestik bilgiler elde edildi. Dosyada yer alan alışkanlıklar, eşlik eden hastalıklar, hastalık başlangıç şekli, eklem tutulumu, kullanılan ilaçlar, kullanım süreleri gibi hastalığa özgü bilgiler ve hastaların demografik özellikleri kayıt altına alındı.Verinin istatistiksel analizi SPSS 20.0 istatistik paket programında yapıldı. Verinin normal dağılım gösterip göstermediği Shapiro-Wilk testi ile incelendi. Normal dağılmayan veri için iki grup karşılaştırmasında Mann-Whitney U testi kullanıldı. Kategorik verinin incelenmesinde Pearson Ki-kare testi kullanılmıştır. Anlamlılık düzeyi p=0.05 olarak belirlendi.Bizim izlediğimiz popülasyonda hastalarımızın genel yaş ortalaması 51,7 olup literatür ile uyumlu bulunmuştur. Cinsiyet dağılımı açısından bakıldığında kadın dominansı hafifçe fazla bulunmuştur. Hastalık başlangıcı %70 olguda kronik, %30 olguda akut form olarak bulunmuştur iiiÇalışmamızda deformite geliştiren ve hastalığı modifiye eden ilaçlar (DMARD) yetersiz cevabı nedeniyle biyolojik tedaviye ihtiyaç duyan hasta grubunda RF titresi, bu özellikleri taşımayan hastalarla kıyaslandığında daha yüksek bulunmuştur.Sigara anti CCP ilişkisi literatürde sıklıkla vurgulanan bir durum olmasına rağmen bizim hasta grubumuzda sigara kullanan ve kullanmayan hastalarımız arasında anti CCP ve RF pozitiflik ve titre açısından fark bulunmamıştır.Çalışmamızda da hastalık süresi 10 yıldan daha uzun hastalarda deformite sıklığının daha fazla olduğu görüldü. Deformiteli olgularımız ile deformitesiz olgularımızın biyolojik ajan kullanım ihtiyacı karşılaştırıldığında deformite gelişen grubun biyolojik ajan ihtiyacı anlamlı olarak daha yüksek bulundu.Olgularımızın %57 si DMARD kullanırken %42,3 ü biyolojik ajan kulla nıyordu. DMARD ilaç dağılımına bakıldığında %29,4 olgumuz monoterapi alırken %70,6 olgumuz kombi nasyon tedavisi almaktaydı. DMARD kullanan olguların%24,9'u intolerans veya yan etki nedeniyle Metotreksat (MTX) dışı ilaç kullanıyordu.Eşlik eden hastalıklar açısından bakıldığında hasta gurubumuzda hipertansiyon en sık görülen hastalık olarak dikkati çekiyordu.
Rheumatoid arthritis (RA) is a chronic, inflammatory, systemic disease of unknown etiology, Mainly, there is a persistent joint inflammation, progressive joint damage and functional deterioration of the joints in RA. Progressive inflammation of the synovial joints leads to synovial pannus formation in the long term, and this process causes the destruction of the cartilages, bones and other adjacent tissues and joint distortions as a result.The aim of this study is to define the clinical characters of the rheumatoid arthritis patients who live in the South Marmara region and to determine the clinical differences between the RA patient who live in other regions.The 350 patients who applied to Rheumatology department of Uludag University Medical Faculty between the years of 2000-2012 and diagnosed as a RA according to 1987 and updated 2010 criteria of American College of Rheumatology (ACR) were included in this study. The files of the patients reviewed by the electronic archiving system used in our hospital, which is called Avicenna operating system, retrospectively If there was a lack of data in the patients? files, the missing information was obtained by face to face interviews.The habits of the patients, comorbid diseases, disease-specific information such as, type of disease onset, joint involvements, drug usages and the duration of them, and demographic characteristics of the patients were recorded. Statistical analysis of the data was performed by using SPSS 20.0 statistical package program. Shapiro-Wilk test was used to examine normal distribution of the data. Mann-Whitney U test was used for comparison of anormal distrubition of the data between two groups,. Pearson's chi-square test was used for analysis of categorical data. p = 0.05 was determined as a level of significance.The mean age of patients in our population was 51.7 and found to be consistent with the literature. There was a slight female dominancy in terms of gender distribution. The onset of illness were chronic in the 70% of the patients and acute in the 30 %. Patients who have deformities and who need vto use biological treatments due to an inadequate response to DMARDs, have higher RF titers compared to others. Although the relationship between smoking and anti-ccp is often highlighted in the literature, we did not observe any difference between ccp and RF positivity and titers of them in smokers and non-smokers.In our study, the incidence of deformity was greater in patients with disease duration of more than 10 years. The necessity of biological agents usage was significantly higher in the group of patients who have deformities compared to the non deformity group. 57% of our patients were using DMARDs and 42,3% were using biological agents. From the pesrpective of disease modifiying slow action anti rheumatismal drugs (DMARD) distribution, 29,4 % of the patients were treating with monotherapy and 70,6 % were treating with combination therapy. 24,9% of the patients were using DMARDs other than methotrexate because of its side effects or intolerance. From the perspective of comorbidities, hypertension was the most common comorbid disease.
URI: http://hdl.handle.net/11452/6545
Koleksiyonlarda Görünür:Tıpta Uzmanlık / Specialization in Medicine

Bu öğenin dosyaları:
Dosya Açıklama BoyutBiçim 
324412.pdf813.53 kBAdobe PDFKüçük resim
Göster/Aç


Bu öğe kapsamında lisanslı Creative Commons License Creative Commons