Bu öğeden alıntı yapmak, öğeye bağlanmak için bu tanımlayıcıyı kullanınız: http://hdl.handle.net/11452/8734
Başlık: Siyasal modernleşmenin patrimonyal yüzü Rusya ve İran
Diğer Başlıklar: Patrimonial face of political modernisation: Russia and Iran
Yazarlar: Gökırmak, Mert Ali
Kanadıkırık, Halil
Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Anabilim Dalı/Siyaset ve Sosyal Bilimler Bilim Dalı.
Anahtar kelimeler: Batı-dışı modernleşme
Non-westem modernisation
Gelenek
Siyasal kültür
Siyasal modernleşme
Patrimonyalizm
Tradition
Political modernisation
Political culture
Patrimonialism
Yayın Tarihi: 8-Tem-2019
Yayıncı: Bursa Uludağ Üniversitesi
Atıf: Kanadıkırık, H. (2019). Siyasal modernleşmenin patrimonyal yüzü Rusya ve İran. Yayınlanmamış doktora tezi. Bursa Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Özet: Bu çalışmada, tarihsel açıdan her biri kendi içinde birer dünya sistemi oluşturmuş olan klasik imparatorlukların siyasal modernleşme sürecinin incelenmesi ve bu yapıların geçirdikleri dönüşümün siyasal kültür temelinde açıklanması amaçlanmıştır. Klasik imparatorlukların siyasal yapılarına ilişkin kavramsal bir çerçeve oluşturabilmek için ise Weber’in, özellikle modern-öncesi toplumların meşru siyasal otoritelerini tanımlamak için geliştirdiği patrimonyalizm kavramından yararlanılmıştır. Böylece patrimonyalizm, bu tarz siyasal yapıların modernleşmeye yönelik söz konusu dönüşümünü yorumlayabilmek için kendisinden istifade edilecek olan bir ölçüt olarak ortaya konmuştur. Söz konusu siyasal yapılara örnek olarak ise Rusya ve İran belirlenmiştir. Çalışmaya konu olarak bu ülkelerin belirlenmesinde, her ikisinin de modern-öncesi dönemde kendi içinde birer dünya sistemi teşkil eden klasik imparatorluklar olmalarının yanı sıra, doğrudan sömürge yönetimleri altında bulunmaksızın siyasal modernleşme tecrübesi geçirmiş olmaları önemli bir etkendir. Ayrıca her iki ülke de 20. yüzyılda radikal dönüşümler geçirmişlerdir. Bu itibarla, öncelikle bu ülkelerin modern siyasal gelişmeleri ışığında siyasal kültürlerine ilişkin birer portresi çizilmektedir. Bu sayede söz konusu radikal dönüşümlerin patrimonyal siyasal geçmişle ilişkisine dair hipotez ortaya konmaktadır. Hipotezin ardından çalışmanın tarihsel analiz kısmına geçilmekte ve ilk olarak iki ülkenin de klasik imparatorluklarının kurulup gelişmesi süreci ele alınmaktadır. Bu bölümün amacı, Rusya ve İran’ın söz konusu dönemlerinde patrimonyal siyasal kültüre ilişkin olarak yerleşmiş toplumsal kabul ve davranışların tespit edilmesidir. Buradan modernleşme süreçlerine geçilmektedir. İki ülkenin siyasal otoritelerinin modernleşmeye yönelik politikaları ve geçirdikleri dönüşüm, patrimonyal siyasal geçmişlerinden tevarüs eden süreklilikler veya değişimler bağlamında irdelenmektedir. İki ülke için de söz konusu süreç, tarihsel açıdan önemli kırılmaların yaşandığı 20. yüzyılın ortasına kadar takip edilmektedir. Böylece daha yakın tarihli gelişmelerin de değerlendirildiği siyasal kültüre ilişkin hipotez sınanmaktadır.
In this study it has been purposed to investigate the political modernisation processes of the classical empires which had historically been a world system in themselves and to explain the transition experiences of this kind of structures on the base of political culture. In order to create a conceptual framework concerning to the political structures of classical empires the concept of patrimonialism which had been improved by Weber on the purpose of describing particularly the legitimate political authorities of pre-modern societies has been used. Thus patrimonialism has been put forward as a criterion which is to be used for interpreting the aforementioned transitions directed to modernization of this kind of political structures. Russia and Iran have been designated as for samples of such structures. For designation of these countries as samples in this study besides the both had been classical empires as world system in themselves in pre-modern times, their experiences of political modernisation without any colonial administration which directly controlled on them have been the determinants. Moreover the both countries had radical transition experiences in 20th century. In this respect primarily political cultural portraits of them in consideration of their modern political developments have been drawn. In this means the hypothesis about the relations between these radical transitions and patrimonial political pasts has been revealed. Subsequently it has been passed to the part of historical analysis of the study and in the first instance the processes of establishment and development of the classical empires of the both countries have been considered. The purpose of this subject has been to detect the ingrained social acceptances and behaviours relating to the patrimonial political culture of Russia and Iran in this period. It has been passed to the modernisation processes. The politics of the political authorities of the both countries toward the modernisation and their transitions have been examined in the context of continuities inherited from the patrimonial political past and changes. The processes for the both countries have been followed until the mid 20th century when historically important breaks had happened. Thus the hypothesis about the political culture with the developments of the late history has been tested.
URI: http://hdl.handle.net/11452/8734
Koleksiyonlarda Görünür:Sosyal Bilimler Doktora Tezleri / PhD Dissertations

Bu öğenin dosyaları:
Dosya Açıklama BoyutBiçim 
HALİL KANADIKIRIK.pdf3.41 MBAdobe PDFKüçük resim
Göster/Aç


Bu öğe kapsamında lisanslı Creative Commons License Creative Commons