Bu öğeden alıntı yapmak, öğeye bağlanmak için bu tanımlayıcıyı kullanınız: http://hdl.handle.net/11452/941
Başlık: 1950'den günümüze kadına yönelik şiddet olgusunun çağdaş dünya sanatına yansımaları
Diğer Başlıklar: Expressions of violence against women in contemporary world artfrom 1950s to today
Yazarlar: Yavuz, Nuri
Korkmaz, Özge
Bursa Uludağ Üniversitesi/Sosyal Bilimler Enstitüsü/Resim Anasanat Dalı.
Anahtar kelimeler: Kadın
Şiddet
Sanat
Woman
Violence
Art
Feminist art
Yayın Tarihi: 7-Ara-2018
Yayıncı: Bursa Uludağ Üniversitesi
Atıf: Korkmaz Ö. (2018). 1950'den günümüze kadına yönelik şiddet olgusunun çağdaş dünya sanatına yansımaları. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi. Bursa Uludağ Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
Özet: iddet: fiziksel, cinsel, psikolojik, ekonomik vb. yönlerden bireylerin doğrudan ya da dolaylı acı çekmelerine neden olan, özgürlüklerin kısıtlanması yönünde yapılan her türlü davranışı kapsamaktadır. Ataerkil toplum başlı başına bir erkin egemenliğini tanıyan, cinsiyetçi yapısıyla bireyleri kadın ya da erkek olsun kalıplaşmış bir takım roller içerisinde yaşamaya zorlamaktadır. Erk hakimiyetin esas alınması baskın karakterinde erkek olmasına neden olmakta, dolayısıyla kadın bireyler için yaşamı, zor ve baskı dolu kısıtlamalarla çekilmez hale getirmektedir. Şiddet, ataerkil toplumlarda bir takım kısıtlamaların engellenmesi halinde bireylere uygulanan ceza aracı olarak işlev görmektedir. Tüm dünyada şiddetin olumsuz sonuçları görülmekte ve buna istinaden birçok sivil toplum kuruluşu ve devlet organları şiddetin bir insan hakları ihlali olduğu yönünde beyanat vermekte bu hususta toplumu bilinçlendirmeye yönelik çeşitli eylemlere imza atmaktadırlar. Şiddete karşı toplumda kayıtsız kalmamaktadır. Ancak şiddet bireylerin kendi yakınlarında yaşandığında aynı cesur tavrı gösterememektedirler. Toplumsal bir sorun haline gelen şiddetin mağdurları çoğunlukla kadınlar ve çocuklar olmaktadır. Bu kadim sorun geçmişten günümüze sanatta da görünür hale gelmeyi başarmıştır. Sanat eserlerinde öncelikle savaş sahnelerinde yer alırken, daha sonraları özellikle Fransız İhtilâli ve soğuk savaş döneminin etkisiyle şiddeti merkeze alan sanat eserleri ortaya çıkmıştır. O döneme değin sanatın nesnesi halinde görülen, nü resimlerin modeli olan kadın için de yeni sanat ortamında üretilen eserin konusu olarak değil üreten olarak dahil olmayı sağlamıştır. İhtilal sayesinde alaşağı edilen toplumsal roller ve ataerkil yapının otoritesinin sarsılması, kadın sanatçıların görünür hale gelmesine zemin oluşturmuştur. Sanat tarihi incelendiğinde hemen her dönemde sanatçıların şiddet olgusu içeren eserler oluşturdukları görülmektedir. 1900'lü yıllardan günümüze değin şiddet olgusu yoğunlaşarak Feminizmin de etkisiyle kadına şiddet olgusu içeren birçok eserin üretilmesine neden olmuştur. Toplumu bilinçlendirmeye yönelik bu sanatsal direnişi resim, heykel, fotoğraf, enstalasyon, grafik, video ve performans sanatçılarının eserleriyle görmemiz mümkün hale gelmiştir. Bir başka deyişle şiddet, yaşanılan kısıtlamaları ve zorlukları sanatsal dille anlatan sanatçıların mücadelesinde, kullandıkları araç haline gelmiştir.
Violence is a form of damaging behavior that causes pain or suffering of an individual and is also restrains the individual's freedom through physical, sexual, psychological or financial abuse. A patriarchal culture accepts and recognizes male hegemony over others and enforces other members of society to live within stereotypical roles. Male hegemony gives males a distinguished power; therefore for women it makes life intolerable, difficult, and oppressed through restrictions. Violence functions as a form of punishment or preventative measure for possible actions against hegemonic rules determined by male dominance. All over the world, we observe protests and civil actions by social activists as well as coercive measures by government organizations against negative consequences of violence; which is a human rights infringement. Civil and governmental declarations and public manifestations also have been released repeatedly to inform and educate society about violence. The societies also have not been completely silent against violence. However, it is often seen that individuals are unable to show the same reactions when violence happens in their close families. Children and women are the typical victims of violence that has become a major social problem. The issue has also been observed in art throughout history. While at the beginning, conventionally war scenes were depicted in many paintings; later French Revolution and Cold War influenced depiction of violence-centered artworks at a greater extent. For the first time, the woman, who was formerly the objectified theme of paintings started to become subject who creates the artworks but not the object or theme itself. Through French Revolution the conventional social roles, patriarchal structure and male hegemony were demolished which formed a zeitgeist in which women has become more recognized in art. When the history of art is examined, it is seen that artists create works containing violence cases in almost every period. Through the influence of Feminism, starting by 1900s, the leitmotif of violence has started to become increasingly more prevalent until today. This prevailing new taste resulted formation of many artworks based on violence against women. The emerging activist reaction that is aiming to inform society and to create a social consciousness showed itself within many art forms including painting, sculpture, photography, installations, graphic designs, video and performance arts. In a sense, we could also infer that, violence has become an instrument for the artists who portray experienced constraints and pains in artworks.
URI: http://hdl.handle.net/11452/941
Koleksiyonlarda Görünür:Sosyal Bilimler Yüksek Lisans Tezleri / Master Degree

Bu öğenin dosyaları:
Dosya Açıklama BoyutBiçim 
542049.pdf13.32 MBAdobe PDFKüçük resim
Göster/Aç


Bu öğe kapsamında lisanslı Creative Commons License Creative Commons