Bu öğeden alıntı yapmak, öğeye bağlanmak için bu tanımlayıcıyı kullanınız:
http://hdl.handle.net/11452/15852
Başlık: | Bilimsel sosyal bilim idealinin açmazları: Bir hermenötik açılım teklifi |
Diğer Başlıklar: | The dilemmas of a scientific social science ideal: An alternative hermeneutical proposal |
Yazarlar: | Uludağ Üniversitesi/İlahiyat Fakültesi. Ataman, Kemal |
Anahtar kelimeler: | Pozitivizm Mantıksal pozitivizm Paradigma Paradigma değişimi Metot Positivism Logical positivism Paradigm Paradigm-Shift Method |
Yayın Tarihi: | 2008 |
Yayıncı: | Uludağ Üniversitesi |
Atıf: | Ataman, K. (2008). "Bilimsel sosyal bilim idealinin açmazları: Bir hermenötik açılım teklifi". Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 17(2), 313-329. |
Özet: | Pozitivist epistemolojik geleneği pozitivist kılan önemli ilkelerden biri metot birliği tezidir. Bu ilkeye göre doğa bilimleri ile beşeri/sosyal bilimler arasında metodolojik bir ayrışmaya gitmeyi gerektirecek ciddi bir fark yoktur. Dolayısıyla sosyal bilimcilerce yürütülen her türlü araştırma sonuçlarının geçerli olabilmesi için doğa bilimlerinde kullanılan metotların genel karakteri ile örtüşmesi gerekir. Bilimde pozitivist geleneğin zayıfladığı söylenebilirse de söz konusu ilkenin etkilerini sosyal bilimlerin neredeyse her alanında görmek mümkündür. Bu makalenin amacı sosyal bilimcilerin bilimsel olma iddialarının nasıl da moda bir felsefi söylemin dayatmalarının sonucu olarak ortaya çıktığının bir analizini sunmaktır. Makalenin temel tezi ise şudur: Sosyal bilimciler, genelde pozitivizmin, özelde de mantıksal pozitivizmin derinliklerinde yatan bir imgeyi reddetmeyi amaçlarken, esasen bilginin imkanını doğa bilimlerinin ulaştığı sonuçlarla sınırlı tutan ve tümüyle pozitivistik (positivistic) bir bilgi anlayışının kriter ve yöntemleriyle uyuşma şartına bağlayarak bu hedeflerinden sapmışlardır. Bu ise sosyal bilimcilerin hala pozitivist geleneğin etkisi altında olduğunun bir kanıtı niteliğindedir. One of the characteristics of the positivist epistemological tradition is the principle of the unity of method. According to this principle, there is no methodological distinction to be made between natural sciences and social sciences. Therefore, any research carried out in the social sciences must conform to the the general principles of the so-called scientific method used in the natural sciences. It can be argued that the role of positivism in Science in general, but in social sciences in particular, decreased. However, given that the method of natural sciences is considered to be the only method that leads the researcher to the truth, whatever that truth might be, in his/her field, even some of the leading social scientists have felt obliged to accept it still as the only viable method. This article is an attempt to analyze the views of various social scientists to show how they, willingly or unwillingly, fell prey to the traps of positivism in their attempt to prove that their field of study is scientific, and therefore, worth studying. |
URI: | https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/143734 http://hdl.handle.net/11452/15852 |
ISSN: | 1301-3394 |
Koleksiyonlarda Görünür: | 2008 Cilt 17 Sayı 2 |
Bu öğenin dosyaları:
Dosya | Açıklama | Boyut | Biçim | |
---|---|---|---|---|
17_2_12.pdf | 246.34 kB | Adobe PDF | Göster/Aç |
Bu öğe kapsamında lisanslı Creative Commons License